Videolar

31 Mayıs 2022 Salı

Kuşbakışı-1: Sait Faik’ten Ölüme

Kuşbakışı-1: Sait Faik’ten Ölüme

 

Ulaş Başar Gezgin, ulasbasar@gmail.com

 https://ulasbasargezginkulliyati.blogspot.com/2022/05/kusbaks-1-sait-faikten-olume.html

 

Sait Faik ve Hüseyin Rahmi

 

Sait Faik yaşasaydı bugün neler anlatırdı, ya Hüseyin Rahmi Gürpınar? İki yazarın da anlatılarında gayrimüslimler büyük bir yer kaplar. Daha da dindarlaşılan bir dönemde Sait Faik ve Hüseyin Rahmi güncel kalabilecekler miydi? Belki de adaların dışarı adım atmayacaklardı bundan böyle… Yerlerini dolduran da çıkmadı. “Sait Faik’in Hüseyin Rahmi’nin benzeri” diyebileceğimiz kim var… Kimse yok… Belki tam da bu yüzden dönem yazarları saymalı onları…

 

Google, Facebook, Amazon

 

Kabahatin büyüğü bizde işin gerçeği… Bu şirketleri biz büyüttük. Amazon’un korkunç çalışma koşullarını bilmemize karşın, en ucuz ürünler orada diye Amazon’dan alışveriş yapmaya devam ettik. Google bizi gözetlerken kendimiz buna onay verdik. Facebook, verilerimizi çalıp üçüncü kişilere satarken aldırmadık, nasılsa gizli saklı bir şeyler paylaşmıyorduk. Onlar büyüdü, biz sonsuz veriler arasında daha da küçüldük. Ama hani ya alternatifler? Bu üçlünün alternatiflerini bulmamız gerekiyor. Yoksa çarklar aynı biçimde dönmeye devam eder.

 

Göçmenler

 

Daha bugün 80’lerde Avrupa sınırlarını sahte pasaportlarla hallaç pamuğu gibi atan bir tanıdığın hikayesini dinledim. Artık ne mümkün… Ama milyonlarca göçmen, Türkiye’nin doğu ve güneydoğu sınırlarından pasaportsuz girdi, giriyor. Nedenler çeşit çeşit… İranlılar daha laik bir düzen için kaçıyor genelde, ölüm, tutuklanma tehlikesiyle; diğerleri savaştan kaçıyor. Başkaları ise, ülkelerinden aldıkları gerici ideolojiyle yeni ülkelerinde uyumdan çok uzak. Göçmenler yeri geliyor ucuz işçi oluyor, yeri geliyor iktidarın Avrupa’yla pazarlık aracı… Birlikte yaşamak birçok açıdan zor, fakat geri gönderme yolları tıkalı oldukça birlikte yaşamaktan başka çözüm yok. Afrikalıların ve İranlıların uyum düzeyleri çok daha yüksek… Açın şu Avrupa kapılarını, birkaç milyon Türk de gider…

 

ABD’de 1 Milyon Kişi Nasıl Olup da Öldü?

 

Kimilerine göre, sağlık hizmetlerine erişimdeki eşitsizlik nedeniyle oldu bu… Ölenler arasında renkliler ve Hispanikler daha yüksek oranda… Başta pandemiye inanmayan bir başkan… Maske takmayı reddeden iktidar yanlıları… Birçok komplo kuramına inanan bir halk… Aşı karşıtları (belki haklı olanları da var işin kötü tarafı, yeterince denenmemiş bir aşıyı vurulmak istemeyenler onlar; Türk diye yere göğe sığdırılamayan birinin ve şirketlerin milyar dolarlarına milyar dolar katmasına hayır diyenler de var…)  Bizde farklı mı… Değil elbette. Ölüm üstünden demografik araştırmalar yapmak hassas bir konuya dokunmak gibi olabilir. Ancak salgının kodları da, gelecek salgınlara karşı, ancak böyle çözülebilecek.

 

Vangelis ve Cennetin Fethi

 

Çok değerli bir müzisyeni kaybettik. En iyi bilinen yapıtı, Cennetin Fethi idi. Yalnız, filmde (1492),  tarihin yanlış tarafında saf tutmuş oldu müziğiyle… Gerçekte Amerika’yı ilk bulan olmayan ve bugün heykelleri sömürgeci vahşeti nedeniyle yerlerde sürüklenen Colomb’u konu alan film, bir kere Amerikalı yerli halkların Amerika’yı ilk keşfedenler olduğunu gözden kaçırmakla kalmıyor, aynı zamanda Vikinglerin keşiflerini de yok sayıyor. Ben Vangelis olsam, böyle bir film için, sömürgeci vahşeti düşünerek, ağlatılı bir müzik yapardım. “Cennet’in fethi, Cennet’i Cehennem etti” koyardım adını…

 

Yunanistan’da Neler Oldu/Oluyor?

 

Hani bir zamanlar SYRIZA vardı. Umut olmuştu Türkiye soluna… Herkes yarışıyordu “Türkiye’nin SYRIZA’sı biziz” demekte… Şimdi ne oldu Yunanistan’a? Son seçimlerde, meclisteki 300 sandalyenin yaklaşık yarısı, liberal-muhafazakâr partinin oldu. SYRIZA 86, Yunanistan Komünist Partisi 15 sandalyede kaldı. Ne çözümlemeler yapılmıştı SYRIZA kazandığı zaman… Aynı formül izlenecek, Türkiye’de de sol kazanacaktı. Bir de şu: Yunan halkı solcu bir halktı. Özel bir yapısı vardı. Hepsi tuzla buz… Ders çıkaran oldu mu?

 

Ho Amca ve Vietnam

 

“İki lafının başı Vietnam” diyorlar. Olsun. Ho Amca’nın önderlik özelliklerini anımsayalım. Gezmediği ülke, bilmediği belli başlı dil kalmamış. Fransız Komünist Partisi kurucularından; Sovyetlerde Rusça ders vermiş, Çin’de hapse düşüp Çince şiir yazmış. Dünyayı her açıdan takip etmesini bilen bir önder. Hep ekmeğini hayatı sıkarak kazanmış, bulaşıkçılıkla başlayarak. 30 yıl ülkesinden uzakta yaşamış, nicelerini örgütlemiş. Vietnam’da bir değil üç komünist parti varmış, onları birleştiren Ho Amca olmuş. Sonra Sovyetlerle Çin birbirine girdiğinde, ABD’yle savaşmakta olan Kuzey Vietnam’ın devlet başkanı olarak ikisinden de destek almayı sürdürmüş… “Ho Amca tavrı” demiş Türkiye ve dünya solu buna. Öyle de alçak gönüllü… Sandaletli başkan… Ona bakıp örnek alanlar olsa ya… Onun yerine sosyalist devrimler sonrası oluşan bürokrat kesim saraylarda kaldı; böylece çökerttiler sosyalizmi…

 

Ölüm

 

Öbür dünya var mı? Öbür dünya anlatılarındaki tonlarca tutarsızlık “yok” dedirtiyor. Kabul etmeliyiz ki ölümle birlikte toprak olacağız, ilerisi yok. Ama çoğunluğun öbür dünyaya inanmasının sanırım bir işlevi var: Kimileri, ama hepsi değil, böylece kötülükten uzak duruyorlar. “Din yoksullar içindir; yoksa zenginler yoksulları yönetemezdi” sözü belki de doğrudur. Akla “Edison cennete gidebilir” dediği için (ve birkaç benzer nedenle), görevinden alınan ‘rock’çı imam geliyor. Aslında, en makulü onu görevden almamak olmalıydı; çünkü dindar olmayan kesime ‘rock’ yoluyla ulaşıyordu. Din, “iyiler Cennet’e kötüler Cehennem’e gider” gibi laik bir yorumsamaya izin vermiyor.

 

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder