Yapay Zekanın Şimdiki ve Gelecek Zamanı: Bir Değerlendirme
Prof.Dr. Ulaş Başar Gezgin, ulasbasar@gmail.com
Bu çalışmada, Stanford Üniversitesi tarafından yayınlanmış olan ‘Artificial
Intelligence Index Report 2024’ adlı raporunu değerlendiriyor; sağlanan veriler
ışığında çeşitli çıkarımlarda bulunuyoruz. Çalışmamız, raporun içeriğini
yansıtır biçimde 9 bölümden oluşuyor:
1. Yapay Zeka Konusundaki AR-GE Çalışmaları
2. Yapay Zekanın Teknik Başarıları
3. Sorumlu Yapay Zeka Kavramı
4. Yapay Zeka Ekonomisi
5. Bilimde ve Tıpta Yapay Zeka
6. Eğitimde Yapay Zeka
7. Yapay Zeka Politikaları ve Yönetimi
8. Yapay Zeka ve Çeşitlilik
9. Yapay Zeka ve Kamuoyu
1. Yapay Zeka Konusundaki AR-GE Çalışmaları
Yapay zeka konusunda belli başlı olarak 3 oyuncu anılabilir: Başlangıçta,
devlet kurumlarının (özellikle orduların) yaptığı çalışmalar öne çıkıyordu. Son
zamanlarda ise, özel sektör, yapay zeka çalışmalarında başı çekiyor. Onu açık
arayla akademi izliyor.
Yapay zekanın eğitilme masrafı, gün geçtikçe daha da artıyor. Bu nedenle,
üretici yapay zeka şirketlerinin azelleşmeye (oligopoli) doğru gittiğini
görüyoruz. Bu alana giriş çok masraflı. Şirketler arasındaki yarışma çok çetin.
Yapay zeka çalışmalarında, ABD, belki de şimdilik, başı çekiyor. Onu açık
arayla Çin, AB ve İngiltere izliyor. Fakat bu ara, hızla kapanabilir; çünkü
yapay zeka patentlerine baktığmızda Çin en önde gidiyor. Çin’in bir de nüfus
çokluğu ve gözetim toplumu modeli nedeniyle büyük veri üstünlüğü var.
Bir yandan da, açık kaynak yapay zeka çalışmaları hız kazanıyor; fakat
bunların büyük şirketlerle yarışması, maliyetler düşünüldüğünde kolay
görünmüyor. Yapay zekayla ilgili makaleler de hızla artıyor.
2. Yapay Zekanın Teknik Başarıları
Yapay zeka iyimserlerinin düşündüğünün tersine, yapay zeka (belki de henüz)
insanların yapabildiği bazı görevleri yerine getiremiyor. Görüntü tanıma gibi
konularda yapay zeka oldukça başarılı. Örneğin, yapay zekanın radyologların
işlerini elinden alması bekleniyor. Ancak, sağduyu gerektiren sıradan işlerde
yapay zeka hâlâ geride. Örneğin, bir sınıfta “hava da sıcak oldu” dersek, bir
öğrenci çıkıp camı ya da havalandırmayı açar. Ama kimse bunu söylemiş değil. Bu,
çıkarıma bir örnektir ve edimbilim (pragmatik) denilen dilbilim alt alanına
karşılık gelir. Bu tür çıkarsamalarda yapay zeka zorlanıyor.
Yapay zeka hızla bütüncülleşiyor: İmge ve metin işleyiciler iç içe geçiyor.
Buna ‘çoklu modlu model’ deniyor. Birçok işi ayrı ayrı yapay zekalar
yapmaktayken (örneğin video üretme, sunum hazırlama vb.), geleceğin yapay
zekaları İsviçre çakısı gibi çok işlevli olacak.
Yapay zeka, durmak bilmiyor. Aşılan bir hedef, yeni bir hedefin başlangıcı
olarak görünüyor.
Girilen veriler ne kadar kirli olursa, yapay zeka o kadar yanılıyor. Son
dönemde bu konuda duyarlılık artıyor; daha ‘temiz’ veriler giriliyor. Örneğin,
önceki verilere dayanarak siyahları suçlu bulan yapay hukuk programları gözden
düşüyor. Ancak, yapay zekanın önünde çatallı bir yol var: Toplumda var olan
adaletsizlikleri, ayrımcıları yansıtmak ya da onların üstüne çıkıp demokratik
bir çıktı sağlamak.
Yapay zekalar sayıca artarken, onların üzerinde insan editörlerin etkisi
önem kazanıyor. Kimi şirketler, aynı soruya verilen yapay zeka yanıtlarının
değerlendirilmesini ve bu yolla insansallaştırılmasını getiren bir iş modeline
sahipler. Yapay zekalar, insan editörlerin yorumlarına göre, bir daha eğitimden
geçiriliyor.
Üretici yapay zekaların ortaya çıkışı, robot çalışmaları alanında da
etkisini duyumsatıyor. Robotlar soru soruyor ve yanıtlıyor. Böylelikle, daha
gerçeğe uygun bir nitelik kazanıyorlar.
3. Sorumlu Yapay Zeka Kavramı
Yapay zekaların hangi ölçütlere göre değerlendirileceği tartışması sürüyor.
İlgili şirketler tek bir ölçüt seti kullanmadığından, karşılaştırma yapmak
zorlaşıyor. Şirketlerin etik sorunlar nedeniyle sorumluluk alması gerekiyor.
Sahte videolar (deepfakes) yaygınlaşıyor ve bunların doğruluğunu test
edecek araçlar yeterince gelişmiş değil. Facebook gibi uygulamalarda ‘yapay
zekayla yapılmıştır’ etiketi görüyoruz; ancak bu gibi girişimlerin ne kadar
etkili olacağını zaman gösterecek.
Yapay zeka, insanlık için çeşitli olanaklar yaratırken, riskler de barındırıyor.
Bunun en dikkate değer örneği, yapay zekalı silahlanma yarışı. Bunun dışında,
gözetim toplumu tartışmaları da önem kazanıyor. Veri güvenliği de not edilmeli.
“Kişisel verilere kimin erişimi olacak ve ne hakla?” gibi sorular akla geliyor.
Yapay zeka, telif hakkı olan ürünlere dayanıyor. Yazarlar ve sanatçılar,
yapay zeka şirketlerini kendilerine telif ödenmediği için dava ediyor. Bu
davalar kabul edilirse, yapay zeka geliştirmenin bedeli iyice artacak. Bu da,
bu konudaki gelişmelere ket vurabilecek. Öte yandan, insan üretimlerinden doğan
hakların da korunması gerekiyor.
Yapay zeka şirketleri, şeffaflık konusunda oldukça zayıf. Yapay zekaların
nasıl eğitildiği, yöntem ve algoritmalar kamusal gözlere açık değil. Bu da,
yapay zekaları bir kara kutu durumuna getiriyor.
Yapay zeka tartışmalarındaki kısa erimcilik (short-termism) eleştiriliyor.
Kısa erimde, algoritmik ayrımcılık gibi sorunlar öne çıkarken, yapay zekanın
uzun erimde insanlığın sonunu getirme riski var. Gerçekte, yapay zekanın
kendisinden çok, yapay zekayı insanlıkdışı amaçları için kullanacak güçlerden
korkuyor olmalıyız.
Gözden kaçan bir konuda şu: Yapay zekalar, kaçınılmaz olarak ideolojik
olacaktır; çünkü insan verisi ideolojiktir. Herkesin doğru bulduğu bilgiler
olduğu gibi (örneğin dünyanın en yüksek dağı), tartışmalı olan bilgiler de
olacaktır (örneğin, ABD’nin neden Japonya’ya atom bombası attığı). Bu
konularda, üretici yapay zekaların farklı görüşlere yer vermesi gerekir ama
böylesi bir öneri bile, bu sorunu çözmeye yetmeyebilir.
4. Yapay Zeka Ekonomisi
Üretici yapay zekaya yönelik yatırımlar, şaşırtıcı olmayacak bir biçimde
artıyor. ABD, bu konuda, Çin’in çektiğinin yaklaşık 9 katı kadar daha fazla
yatırım çekiyor.
Yapay zekanın açmazlarından biri şu: Üretkenliği arttırırken, istihdamı
düşürüyor. Yapay zeka işlerinde bile, yapay zekaların gelişmesiyle birlikte bir
düşüş yaşanıyor.
Yine şaşırtıcı olmayacak biçimde, yapay zeka, şirketlerin maliyetlerini
düşürürken, kazançlarını arttırıyor.
Yapay zeka şirketlerinin sayısı hızla artarken, toplam yapay zeka yatırımı
o hızla artmıyor.
Bugün ortalama olarak şirketlerin yarısı, yapay zekayı iş amaçlı kullandığını
bildiriyor. Kuşkusuz, bu sayı, daha da artacak.
Çin, endüstri robotları kesiminde, Japonya’yı geçerek fark atmış durumda.
Dünyada, endüstri robotlarının yarıdan fazlası Çin’de üretiliyor.
Yapay zeka kullanımı, üretkenliği ve iş kalitesini arttırıyor. Öte yandan,
yapay zekayla birlikte, nitelikli iş gücü, niteliksizleşebiliyor: Tasarımı
Canva’yla yapan kullanıcılar, şirketteki tasarımcıların işsiz kalmasına ve
böylece “ne iş olsa yaparım” durumuna düşmesine yol açıyor. Böylelikle bir
tasarımcı, örneğin, kurye oluyor. Bu, başka bir açıdan, insan kaynağı israfı
olarak görülebilir.
5. Bilimde ve Tıpta Yapay Zeka
Yapay zekayla yapılan bilimsel buluşlar sayıca artıyor. Tıpta üretici yapay
zeka kullanımı da artış grafiği sergiliyor. Çok sayıda yapay zekalı tıp aygıtı,
onay almış durumda.
6. Eğitimde Yapay Zeka
Bilgisayar bilimlerinde eğitim gören lisans öğrencileri sayıca artıyor;
ancak aynı yükseliş, lisans üstünde geçerli değil. Bu konuda dereceleri
olanların çoğu, artık üniversitelerde çalışmak yerine, şirketlerde çalışıyor. Endüstriden
akademiye geçiş yapanların oranı düşüyor. Öte yandan, yapay zekayla ilgili
lisans üstü programların sayısı artıyor. Avrupa’da ilgili alanlardan mezunların
çoğu, İngiltere ya da Almanya eğitimli oluyor.
7. Yapay Zeka Politikaları ve Yönetimi
Yapay zekanın yaygınlaşmasıyla, tam da hızına yetişememekle birlikte,
ilgili yasal düzenlemeler sayıca artıyor. Kimi eleştirmenler, aşırı
düzenlemenin yapay zeka atılımlarına ket vurma olasılığına dikkat çekiyor. ABD
ve AB, bu düzenlemelerde öne çıkıyor. Yapay zeka konusu, artık parlamentolarda
daha çok konuşuluyor.
8. Yapay Zeka ve Çeşitlilik
Bilgisayar bilimleri mezunlarının etnik çeşitliliği artıyor. Asyalılar öne
çıkıyor. Öte yandan, kadın-erkek mezun oranında çok fazla iyileşme gözlenmiyor.
9. Yapay Zeka ve Kamuoyu
Yapay zeka, geniş kitleler tarafından kuşku, kaygı ve korkuyla
karşılanıyor. Birçok ülkede, olumsuz beklentiler söz konusu. Çoğunluk, yapay
zekanın ekonomik etkilerinin yıkıcı olacağını düşünüyor. Gençler ve yüksek
gelir grubuna sahip olanlar, yapay zeka konusunda daha iyimser.
***
Böylelikle değerlendirmemizin sonuna geldik. Daha söylenecek çok söz var;
gerisini zaman gösterecek.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder