Ulaş Başar Gezgin, ulasbasar@gmail.com
Psikolojide “karşı gelme
bozukluğu” diye bir bozukluk var (opponent defiant disorder).
Otoriteye her türlü karşı
gelmekle tarifleniyor. Bozukluk sayılmamalı, özendirilmeli. Kimisi ayrı bir
bozukluk kategorisi olmadığını ileri sürüyor. Bence otoriter devletler elinde
suistimale açık bir bozukluk kategorisi. Daha çok çocuklarda görülüp anti-sosyal
kişilik bozukluğuna doğru gidiyormuş.
Yapay zekaya (Bing)
sordum: Karşı gelme bozukluğuna sahip olanlar haklarını nasıl arayacak?
Şöyle yanıt verdi:
“Karşı gelme bozukluğu
olanlar, haklarını aramak için bazı yolları deneyebilirler. Örneğin:
• Haklarını bilmek ve
öğrenmek: Karşı gelme bozukluğu olanlar, kendilerine karşı ayrımcılık, istismar
veya ihlal edilme gibi durumlarda haklarını bilmeli ve öğrenmelidir. Haklarını
bilmek, kendilerini savunmalarına ve başkalarından yardım istemelerine yardımcı
olabilir. Haklarını öğrenmek için, İnsan Hakları Derneği veya Türkiye İnsan
Hakları Vakfı gibi kuruluşlara başvurabilirler.
• Haklarını ifade etmek
ve talep etmek: Karşı gelme bozukluğu olanlar, haklarını ifade etmek ve talep
etmek için uygun iletişim becerilerini kullanmalıdır. Öfke, saldırganlık veya
kışkırtıcılık yerine, saygılı, net ve sakin bir şekilde konuşmalıdırlar. Haklarını
ifade ederken, duygularını, ihtiyaçlarını ve beklentilerini açıkça belirtmeli,
haklarını ihlal eden kişi veya kurumla diyalog kurmaya çalışmalıdırlar.
Haklarını talep ederken, kanunlara, kurallara ve toplumsal normlara uygun bir
şekilde davranmalı, haklı olduklarını kanıtlamak için delil veya tanık
sunmalıdırlar.
• Haklarını korumak ve
savunmak için destek almak: Karşı gelme bozukluğu olanlar, haklarını korumak ve
savunmak için gerekli durumlarda destek almalıdırlar. Destek alabilecekleri
kişi veya kurumlar arasında, aile üyeleri, arkadaşlar, öğretmenler, psikologlar,
avukatlar, hak savunucuları, sivil toplum örgütleri, kamu kurumları veya
uluslararası kuruluşlar bulunabilir. Destek almak, karşı gelme bozukluğu
olanların kendilerini daha güçlü, daha güvenli ve daha az yalnız hissetmelerine
yardımcı olabilir.”
Bir de şunu sordum:
“Otoriter devletler, karşı gelme bozukluğunu suistimal edebilirler mi?”
Şu yanıtı aldım:
Otoriter devletler, karşı
gelme bozukluğunu suistimal edebilirler mi? Bu sorunun kesin bir cevabı yoktur,
ancak bazı olasılıklar üzerinde düşünebiliriz. Karşı gelme bozukluğu olan
kişiler, kurallara uymakta zorlanan, otoriteye karşı gelen ve sık öfkelenen bir
davranış bozukluğudur. Bu kişiler, otoriter devletler tarafından farklı
şekillerde kullanılabilir veya baskı altına alınabilirler. Örneğin:
• Otoriter devletler,
karşı gelme bozukluğu olan kişileri, kendilerine karşı muhalif olan gruplara
veya kişilere karşı kışkırtabilir, provokasyon yapabilir veya şiddet
uygulayabilirler. Böylece, karşı gelme bozukluğu olan kişiler, otoriter
devletin istediği yönde hareket etmiş olurlar. Bu durum, karşı gelme bozukluğu
olan kişilerin, otoriter devletin hedefleriyle örtüşen bir davranış
sergilemelerine neden olabilir.
• Otoriter devletler,
karşı gelme bozukluğu olan kişileri, kendilerine karşı gelmelerini engellemek
için baskı altına alabilir, cezalandırabilir veya sindirebilirler. Böylece,
karşı gelme bozukluğu olan kişiler, otoriter devletin kurallarına uymak zorunda
kalırlar. Bu durum, karşı gelme bozukluğu olan kişilerin, otoriter devletin
istemediği bir davranış sergilemelerine engel olabilir.
Bu iki olasılık, karşı
gelme bozukluğu olan kişilerin, otoriter devletler tarafından nasıl suistimal
edilebileceklerini göstermektedir. Ancak, bu olasılıklar her zaman
gerçekleşmeyebilir. Karşı gelme bozukluğu olan kişiler, otoriter devletlere
karşı direnç gösterebilir, haklarını savunabilir veya destek alabilirler. Bu
durum, karşı gelme bozukluğu olan kişilerin, otoriter devletlere karşı
gelmelerine ve onlara meydan okumalarına imkan verebilir. Bu nedenle, karşı
gelme bozukluğu olan kişilerin otoriter devletler tarafından suistimal edilip
edilmeyecekleri, kişisel, sosyal ve siyasi faktörlere bağlı olarak
değişebilir.”
Bu konuda daha fazla
düşünmek gerekiyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder