Ulaş Başar Gezgin, Medya Günlüğü sitesinin yazarı

17 Aralık 2017 Pazar

Yanardağlar Patladığında (öykü)

Yanardağlar Patladığında

Ulaş Başar Gezgin


Bugün ileri teknoloji ürünleriyle kendinden geçmiş insanlık, yanardağların gücünü unutuyor. Kazı ekibi olarak ortaya çıkardığımız yazıtta insan yaşamını kökünden değiştiren dört patlama anlatılıyor. İnsanlar, zengini daha zengin, yoksulu daha yoksul yapan bir düzende yaşarlarken, yanardağ bir patlamasın mı?! Dünyanın bütün yoksulları yokolmuş, bir tek zenginler kalmış. Bunu saray tarihçileri “insanlığın altın çağı! Yoksulluğun olmadığı cennet düzeni!” diyerek selamlamışlar. Ancak bir süre sonra, zenginlerde bir derttir almış yürümüş: Kim hizmetçilik yapacak, kim temizlikçilik yapacak, bahçeyi kim düzenleyecek diye dertlenmişler; bunları yapmak, zenginlerin ağırına gidiyormuş. Sonunda bir hal çaresi bulunmuş: Devlet, daha önce yoksullara yardım eden zenginleri kara listeye almış, hepsinin mallarına el koymuş. Böylece, malları elinden alınan zenginler, geçimlerini sağlamak için çalışmak zorunda kalmışlar. “Çalışmak zorunda kalmak” ne söz; bu eski zenginler, hep zengin kalanlara temizlikçilik, hizmetçilik ve bahçıvanlık yapar olmuşlar. Gel zaman git zaman öyle yoksullaşmışlar ki, bu yeni düzenin patlama öncesi düzenden farkı kalmamış.

Böyle bin yıl kadar sürdükten sonra, yanardağ ikinci kez patlamış. Bu kez tüm zenginler ölmüş. Yoksullar ilk başta sevinç içindeymiş; temizlikçilik, hizmetçilik, bahçıvanlık yaparlarmış ama efendileri yokmuş, bu nedenle mutlularmış. Sonra köşklerde kimin kalacağı kavgası çıkmış; yoksulların devleti, bu kargaşalığı çözmek için, patlamadan önce zenginlerin köpeği olan yoksullara ceza vermiş, onları yoksul olarak bırakmış. Diğer yoksullar ise, köşklere yerleştikten sonra, yavaş yavaş, zengin gibi davranmaya başlamışlar. Birkaç on yıl sonra, bu köşk yoksullarının patlama öncesi zenginlerinden farkı kalmamış.

Böyle bin yıl kadar sürdükten sonra, bu seferki patlamada, tüm devlet kurumları, yanardağ püskürtüsünün altında kalmış. Adaletsizlikleri, kağıt üstünde de olsa, kuralına uygun bir biçimde şirin olarak gösteren devlet de ortadan kalkınca, kan, gövdeyi götürmüş. Zengin, zenginin; yoksul, zenginin; zengin, yoksulun ve yoksul, yoksulun malına ve canına göz koyar olmuş. Bir süre sonra, beklenmedik bir olay olmuş: Saray tarihçisi, bu üç patlamayı ve sonrasında olanları okumuşmuş ve bu kargaşalığa son vermek istiyormuş. Bir tepeye çıkmış ve şöyle bir konuşma yapmış:

“Ey ahali! Gerçeği ne zaman göreceksiniz!? Yarısı yanmış saray kayıtlarına bakılırsa, bu yanardağ, şimdiye dek üç kez patlamış; üçünden sonra da, zenginin yoksul, yoksulun zengin olduğu çok olmuş. Sizi zengin ve yoksul yapan, doğadır. Ben, Doğa’nın elçisiyim. Doğa der ki, “benim gücümü kabul ettiğiniz sürece yanardağlarımı patlatmayacağım.” Yanardağ ağzından girilen öbür dünyada, hepiniz zengin olacaksınız; yoksul işlerini hayvanlar yapacak.”   

Ahali, buna çok sevinmiş. Kavgalarını bırakıp Doğa’nın ürünleri olduklarını anımsamışlar, barışmışlar. Zengin yine zengin, yoksul yine yoksulmuş ama herkes “kardeşiz” diyerek adaletsizliklere göz yumuyormuş. Ancak, dördüncü patlamayla birlikte, Doğa kardeşliğine inanç azalmış. Bir de, bu son patlamadan sonra, yanardağ kurumuş; bir daha patlamayacakmış. Zengin, zengin kalmaya; yoksul, yoksul kalmaya sonsuza dek devam edecekmiş. Yazıtın yazarı burada uzun bir boşluk bırakmış ve şöyle bitirmiş:



“Yanardağlar kurudu; yoksullar, yanardağ gibi patlamasını öğrenmeliler.”

Kaynak: Gezgin, U. B. (2009). Barbar Türkler, İMF’ye Karşı (gülmece öyküleri) [Barbarian  Turks against  IMF- Short Stories]. Ho Çi Min Kenti, Vietnam, 2009.


BARBAR TÜRKLER İMF’YE KARŞI (GÜLMECE ÖYKÜLERİ)

Ulaş Başar Gezgin

İçindekiler

Eyids, Ölüm, Yaşam...

Satılık Yüz, Kiralık Yüz

Cennet’e Cehennem’e Döşenen Yol...

Gerçek Gülüşlüler...

Devre-yaşam

Birinci Ay Savaşı. 

İnsanları Ayakkabılarından Tanıyan Adam.

İstanbul’da 1 Milyon Bangkoklu; Bangkok’ta 1 Milyon İstanbullu...

Bümbüyüklerle Kümküçükler...

Çocuk, Çocuk, Lanet Olası Çocuk. 

Dünya: Kapkaranlık Bir Gezegen.

Yaşamın Anlamı.

Beşizistan’ın Öyküsü. 

Doktor’un Ölümü.

Yanardağlar Patladığında.

Güldüm ve Güldüm ve Güldüm...

Aşçı Kral. 

Tanrı Yaratmak (ya da Toplamak).

Bali’de Bitimsiz Bir Gece.

Uzaylıların Gizli Oyunları…

Düşünürler Maçının Uzatmaları...

“Barbar Türkler, İMF’ye Karşı!”

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Featured Post

Yapay Zekanın Ayrımcılığına Karşı Yapay Zeka Adaleti ve Yurttaş Yapay Zekası

  Yapay Zekanın Ayrımcılığına Karşı Yapay Zeka Adaleti ve Yurttaş Yapay Zekası   Prof.Dr. Ulaş Başar Gezgin, ulasbasar@gmail.com Twitt...