Videolar

17 Aralık 2017 Pazar

Ah! Türbe! Fakirullah Türbesi! (Ah! Tapınak, Bot Tapınağı!) - Uyarlayarak Çeviri: Ulaş Başar Gezgin

Ah! Türbe! Fakirullah Türbesi! (Ah! Tapınak, Bot Tapınağı!)


Ah! Türbe! Fakirullah Türbesi!
Önünde palmiyeleri.
Düşmanı vurmaya giden oğlum ner'de benim?
Uzun zaman oldu, dönmedi bir daha ciğerim.


Biraz pirinç koydum palmiye yaprağına,
Aşındı kayığım, O'nu aramaktan.
İnanmak istemiyorum insanlara,
"Oğlun öldü" diyen o insanlara.


Sarsak otobüslere binerek, inerek
Bir trene atlayarak, oğlumun peşinde
Çatırdak sesi gibi papağanların
"Oğlum benim nerede? Oğlum nerede?"


Şafak söküyordu
Çıkıp gittiğinde.
Duraladıydın, kardeşlerine,
Diyordun ki "gelemem, belki günlerce."


Özgürlük için savaşmaya, bizim olan için savaşmaya
Maraş için, Urfa için, Antep için.
Ah oğlum benim, nazlı kuşum!
Çıkıp gittin evden böyle, dönmedin bir daha.


Duruyor mudur çantan, sırtında,
Ayışığında okuduğun kitaplar olurdu çantanda
Ve defterlerin elbette
Senden evde kalan herşey, sırılsıklam, gözyaşımla.


Ağlamıştın yavrum sen de; sen de ağlamıştın,
evde, gecenin bir yarısına dek öylece,
kurşun yağmuru altında açan çiçeklere
ve saçılmış, Dicle'ye, Fırat Nehri'ne.


Yavrum! Birtanecik oğlum benim!
Ayak direme
Ağlıyor annen, bak!
Bak, baban da yanımda. Seni aramak, tek yaptığı.


Savaşçı değilsin
Savaşçı değilsin üstünde çağrısının yaralarını taşıyan.
Küçücük, miniminnacık çocuğumsun sen benim,
Okusan okumasan, savaşsan savaşmasan, bir.


Annen biliyor yavrum, annen biliyor
Senin ne kadar sadık olduğunu,
Baban da biliyor, evet baban da
bu topraklara minnet duyduğunu.


Ama bilmiyor bunları başkaları işte.
Kusurlu varlıklar sonuçta
Sıradan insanlar yalnızca,
Kör etmiş gözlerini zalimin gücü.


Sen biliyorsun zaten bunları
Bundandır ki sivil itaatsizliğe verdin kendini.
Annenle baban bekliyor seni,
Gittiğin o karanlık günden beri.


"Gel ki şafaklar tutuşsun,
Gel ki gökyüzü çatlasın" (*)
Yürümüştük Ramazan sonunda,
O şanlı Demokrasi Meydanı'nda.


Tek bir iz bile yok canım oğlumdan,
Bir tek, Anayasa var ortada.
Evet üzülüyoruz oğlumuz yok diye.
Ama gurur duyuyoruz oğlumuzla.




Suçit Wongthed, Siyamlı şair
(Bu şiir, 1973'teki öğrenci başkaldırısı sırasında yazıldı. Demokrasi Meydanı, başkaldırının özeği (merkez) idi. Bu başkaldırı, Anayasa değişikliğine yol açmıştı.)

(*) Grup Yorum’un eski bir parçasından.



Türkçe Söyleyen: Ulaş Başar Gezgin/ Bangkok


Kaynak: Gezgin, U. B. (2007). Asya Yazıları [Asian Writings]. İzmir: Ara-lık Yayınevi. 



ASYA YAZILARI
ÇİN, JAPONYA, HİNDİSTAN, SİYAM, KORE, FİLİPİNLER, NEPAL

Ulaş Başar Gezgin

İçindekiler
‘1421: Çin’in Amerika’yı Keşfettiği Yıl’

Bir Gülümseme- Ai Ç’ing (Çin)

2500 Yıl Önceden Günümüzü Açıklayan Bir Asyalı: Tarihteki İlk ‘Strateji’ Kitabının Yazarı Sun Tzu

Kar Düşüyor Çin’e- Ai Ç’ing

Hayır! Don Kişot, İnsanlık Tarihinin İlk Romanı Değildir! ya da Zamanımızdan Bin Yıl Önce Japonyalı Bir Kadın Yazar Tarafından Yazılmış ‘Genji Hikayesi’ Üstüne

Ekmek Parası mı Kazanayım Şiir mi Yazayım?- Bişwabimohan Şreşta (Nepal)

Tarih, Yapışık İkizlere Gebe

Bangkok’taki Balığın Baştan Kokuşu- Çitr Phumisak (Siyam)

Siyam'dan Bir Köy Romanı: 'Muson Ülkesi'

Ah! Türbe! Fakirullah Türbesi! (Ah! Tapınak, Bot Tapınağı!)- Suçit Wongthed (Siyam)

Çin’de Halk Bugün Savaşıyor

Han Po Odun Kırıyor: Anneyle Çocuk Arasında Bir Konuşma- Feng Çih (Çin)

Kuzey Kore ve Güney Kore: İki Elmanın Yarısı mı, Elmadaki Kurt mu?

Çalınmış Tarlalara da Gelir mi Bahar?- Yi Sang-Hwa (Kore)

“Japonya Nasıl Japonya Oldu?”

Buda'nın Çağcıl Zamanlar İçin Birinci Söylevi- Gezgin

Karoşi: Japonya’nın Kalkınmasının Altındaki Kanlı Gerçek

Benim Ülkem Cennet Değildir Mistır Cekıpsın- Romulo P. Baquiran, Jr. (‘Filipin’ler)

Hindistan’da Kast Düzeni Hala Sürüyor…

Resmin Arkasında- Siburapha (Siyam)

"Antarktika, Tellioğulları'nındır!..." 

Arkadaşının Savaştan Döneceğini Duyarak- Wang Çien (Çin)

Son ‘Hoşçakal’ım- Jose Rizal (‘Filipin’ler)
Molav Gibi- Rafael Zulueta da Costa (‘Filipin’ler) 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder