Yanardağlar Patladığında
Bugün ileri teknoloji ürünleriyle kendinden geçmiş insanlık, yanardağların
gücünü unutuyor. Kazı ekibi olarak ortaya çıkardığımız yazıtta insan yaşamını
kökünden değiştiren dört patlama anlatılıyor. İnsanlar, zengini daha zengin, yoksulu
daha yoksul yapan bir düzende yaşarlarken, yanardağ bir patlamasın mı?!
Dünyanın bütün yoksulları yokolmuş, bir tek zenginler kalmış. Bunu saray
tarihçileri “insanlığın altın çağı! Yoksulluğun olmadığı cennet düzeni!”
diyerek selamlamışlar. Ancak bir süre sonra, zenginlerde bir derttir almış
yürümüş: Kim hizmetçilik yapacak, kim temizlikçilik yapacak, bahçeyi kim
düzenleyecek diye dertlenmişler; bunları yapmak, zenginlerin ağırına
gidiyormuş. Sonunda bir hal çaresi bulunmuş: Devlet, daha önce yoksullara
yardım eden zenginleri kara listeye almış, hepsinin mallarına el koymuş.
Böylece, malları elinden alınan zenginler, geçimlerini sağlamak için çalışmak
zorunda kalmışlar. “Çalışmak zorunda kalmak” ne söz; bu eski zenginler, hep
zengin kalanlara temizlikçilik, hizmetçilik ve bahçıvanlık yapar olmuşlar. Gel
zaman git zaman öyle yoksullaşmışlar ki, bu yeni düzenin patlama öncesi
düzenden farkı kalmamış.
Böyle bin yıl kadar sürdükten sonra, yanardağ ikinci kez patlamış. Bu kez
tüm zenginler ölmüş. Yoksullar ilk başta sevinç içindeymiş; temizlikçilik,
hizmetçilik, bahçıvanlık yaparlarmış ama efendileri yokmuş, bu nedenle
mutlularmış. Sonra köşklerde kimin kalacağı kavgası çıkmış; yoksulların
devleti, bu kargaşalığı çözmek için, patlamadan önce zenginlerin köpeği olan
yoksullara ceza vermiş, onları yoksul olarak bırakmış. Diğer yoksullar ise,
köşklere yerleştikten sonra, yavaş yavaş, zengin gibi davranmaya başlamışlar.
Birkaç on yıl sonra, bu köşk yoksullarının patlama öncesi zenginlerinden farkı
kalmamış.
Böyle bin yıl kadar sürdükten sonra, bu seferki patlamada, tüm devlet
kurumları, yanardağ püskürtüsünün altında kalmış. Adaletsizlikleri, kağıt
üstünde de olsa, kuralına uygun bir biçimde şirin olarak gösteren devlet de
ortadan kalkınca, kan, gövdeyi götürmüş. Zengin, zenginin; yoksul, zenginin;
zengin, yoksulun ve yoksul, yoksulun malına ve canına göz koyar olmuş. Bir süre
sonra, beklenmedik bir olay olmuş: Saray tarihçisi, bu üç patlamayı ve
sonrasında olanları okumuşmuş ve bu kargaşalığa son vermek istiyormuş. Bir
tepeye çıkmış ve şöyle bir konuşma yapmış:
“Ey ahali! Gerçeği ne zaman göreceksiniz!? Yarısı yanmış saray kayıtlarına
bakılırsa, bu yanardağ, şimdiye dek üç kez patlamış; üçünden sonra da, zenginin
yoksul, yoksulun zengin olduğu çok olmuş. Sizi zengin ve yoksul yapan, doğadır.
Ben, Doğa’nın elçisiyim. Doğa der ki, “benim gücümü kabul ettiğiniz sürece
yanardağlarımı patlatmayacağım.” Yanardağ ağzından girilen öbür dünyada,
hepiniz zengin olacaksınız; yoksul işlerini hayvanlar yapacak.”
Ahali, buna çok sevinmiş. Kavgalarını bırakıp Doğa’nın ürünleri olduklarını
anımsamışlar, barışmışlar. Zengin yine zengin, yoksul yine yoksulmuş ama herkes
“kardeşiz” diyerek adaletsizliklere göz yumuyormuş. Ancak, dördüncü patlamayla
birlikte, Doğa kardeşliğine inanç azalmış. Bir de, bu son patlamadan sonra,
yanardağ kurumuş; bir daha patlamayacakmış. Zengin, zengin kalmaya; yoksul,
yoksul kalmaya sonsuza dek devam edecekmiş. Yazıtın yazarı burada uzun bir
boşluk bırakmış ve şöyle bitirmiş:
“Yanardağlar kurudu; yoksullar, yanardağ gibi patlamasını öğrenmeliler.”
Kaynak: Gezgin, U. B. (2009). Barbar Türkler, İMF’ye Karşı (gülmece öyküleri) [Barbarian Turks against IMF- Short Stories]. Ho Çi Min Kenti, Vietnam, 2009.
BARBAR TÜRKLER İMF’YE KARŞI (GÜLMECE ÖYKÜLERİ)
Ulaş Başar Gezgin
İçindekiler
Eyids, Ölüm, Yaşam...
Satılık Yüz, Kiralık Yüz
Cennet’e Cehennem’e Döşenen Yol...
Gerçek Gülüşlüler...
Devre-yaşam
Birinci Ay Savaşı.
İnsanları Ayakkabılarından Tanıyan Adam.
İstanbul’da 1 Milyon Bangkoklu; Bangkok’ta 1 Milyon İstanbullu...
Bümbüyüklerle Kümküçükler...
Çocuk, Çocuk, Lanet Olası Çocuk.
Dünya: Kapkaranlık Bir Gezegen.
Yaşamın Anlamı.
Beşizistan’ın Öyküsü.
Doktor’un Ölümü.
Yanardağlar Patladığında.
Güldüm ve Güldüm ve Güldüm...
Aşçı Kral.
Tanrı Yaratmak (ya da Toplamak).
Bali’de Bitimsiz Bir Gece.
Uzaylıların Gizli Oyunları…
Düşünürler Maçının Uzatmaları...
“Barbar Türkler, İMF’ye Karşı!”
|
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder