İstanbul’un Ermeni Hükümdarları
Ulaş Başar Gezgin
12 Eylül’ün hemen sonrasında standard bir eğitim almış bir kuşaktanım.
Gerçi bizden sonra müfredat çok daha kötüledi. Aldığım eğitimde bir Halikarnas
Balıkçısı ya da bir Azra Erhat tadında bu topraklarının halklarının tarihini
öğrenmek gibi bir hedef nadiren güdüldü. İşte bundandır Bizans Tarihi bilmiyor
oluşumuz. Müfredat bizi Tarkan-Malkoçoğlu çizgisinden öte bir noktaya
taşımıyordu. O zamanlar da bugünkü gibi, üniversiteye giriş sınavlarının
stresiyle alternatif tarih okumalarına zaman ayıracak durumda da değildik.
Bizim kuşağımız Ermenileri, Rumları ve Kürtleri -serde muhaliflik varsa-
sonradan kendi çabasıyla okumuş ve anlamaya çalışmış bir kuşaktır. Bu
nedenledir ki, Türkiye’de büyüyen birçok Ermeni çocuğuna Ermeni oldukları
öğrenildiğinde sorulan klasik soruyu çocukluğumuzda biz de sormuş olabilirdik:
“Peki Türkiye’ye ne zaman geldiniz?” Çocuk saflığıyla sorulan bu soru,
‘öteki’ni yaralıyor ve aynı zamanda cehaletimizi açığa vuruyordu. Onlar
Anadolu’nun yerli halkıydı, ama biz bunun bilincinde bile değildik.
Yıllar yılları kovaladı. Öğrendik ki Ermenileri Rumlara karşı ‘makbul
Hıristiyan’ olarak destekleyen Fatih Sultan Mehmet imiş. Ermeni dinsel
inanışına patriklik statüsü veren ve Bursa’dan İstanbul’a, bir Rum kilisesine
taşıtan da o. Bu, Ermenilerin İstanbul’a göçünün Fatih’le başladığını
düşündürüyor. Oysa bu düşünce, Türklerin 1453’ten önce İstanbul’da olmadığı
düşüncesi gibi yanlış. Bizans ordusunda birçok Müslüman Türk ve Müslüman
olmayan Türk boyu paralı asker olarak savaşıyor. Alparslan’ın eniştesi bile
Bizans Sarayı’na bağlı. Aynı biçimde, Bizans’ın Hazar Türkü kökenli bir
hükümdarı da vardı: IV. Leo Hazar.
Bizans’ın tarihinde, Ermeni kökenli tam 11 tane hükümdar var. Bunlar,
sırasıyla Heraklius (610-641), Mezezius (668-669), Filippikos Bardanes (Vardan,
711-713), Artabasdos (741/742-743), V. Leo (813-820), 1. Basileos (867-886),
Kristofer Lekapenos (921-931), Konstantin Lekapenos (924-945), Stefen Lekapenos
(924-945), I. Romanos (920-944), ve I. İoannis Çimiskes (969-976).
Heraklius (610-641)
575’te doğmuş 641’de ölmüş olan imparator Heraklius, bir isyanla tahta
geçiyor. Yunanca’yı resmi dil yapan imparator olarak biliniyor. Sasanilerin
İstanbul kuşatmasını bastırıyor, Persleri Anadolu’dan sürüyor. Ancak güçsüz
düşen Sasani İmparatorluğu İslam Devleti’nce yıkılınca Anadolu ve
Mezopotamya’da büyük toprak kayıpları oluyor. Ailesi Kapadokyalı bir Ermeni
ailesi. Babası Bizans Ordusu generali.
Mezezius (668-669)
İmparator Mezezius, Ermeni kökenli bir general. 622’de doğup 669’da ölüyor.
Önceki imparatorun oğlu tarafından öldürülüyor.
Filippikos Bardanes (711-713)
713 yılında ölen imparatorun adı, çok yaygın bir Ermenice ad olan
Vardan’dan geliyor. Babası bir Bergama Ermenisi. Vardan, Hazar Türkleriyle
işbirliği yaparak bir isyanla tahtı ele geçiriyor. Kısa süren hükümdarlığında
doğuda Emeviler ve batıda Bulgarlarla savaşılıyor. Sonunda kendi askerleri
isyan edip imparatoru kör ediyor. O dönem, en yaygın cezalandırma ve
itibarsızlaştırma yöntemlerinden biri bu. Aynı yıl hayatını kaybediyor.
Artabasdos (741/742-743)
Artabasdos, Bizans İmparatorluğu’nun bir parçası olan Ermenistan Eyaleti’ne
atanan Ermeni vali. Bu bölgenin başkenti Amasya ve Pontus’u, bugünkü Anadolu’yu
ve Kapadokya bölgesinin bir bölümünü kapsıyor. Bir diğer valiyle işbirliği
yaparak imparatoru devirip tahta çıkıyor. Bu süreçte halk desteğine de sahip.
Kısa süren hükümdarlığı, tahtını elinden aldığı önceki hükümdarın Anadolu’da
ordusunu toplayıp İstanbul’u ele geçirmesiyle son buluyor. Bardanes için olduğu
gibi, Artabasdos da kör ediliyor. Son yıllarını bugünkü Kariye Manastırı’nda
(Müzesi’nde) geçiriyor.
V. Leo (813-820)
V. Leo, ‘Ermeni’ lakaplı. Bizans Ordusu’nda generalken imparatoru tahttan
indirip kendisi tahta çıkıyor. Hükümdarlığı aynı kendisinin yaptığı gibi, bir
generalinin onu tahttan indirip kendini imparator ilan etmesiyle sona eriyor.
Eski silah arkadaşı olan generali tutuklatıyor, o da imparatora bir suikast
timi gönderiyor. 775’te doğup 820’de ölen hükümdarın ölüsü gömülmemiş. Ailesi
İstanbul Adaları’na gönderiliyor. 4 oğlu hadım ediliyor.
1. Basileos (867-886)
1. Basileos’un kökenleri tartışmalı. Ermeni tarihçilere göre imparator Muş
kökenli. 811 Makedonya doğumlu olan 1. Basileos 886’da ölüyor.
Kristofer Lekapenos (921-931)
I. Romanos’un oğlu olan Kristofer Lekapenos hakkında bugüne pek fazla bilgi
kalmamış, ancak babasının Ermeni olması dolayısıyla, Bizans’ın Ermeni
hükümdarlarından biri olarak biliniyor.
Konstantin Lekapenos (924-945)
Konstantin, Ermeni hükümdar I. Romanos’un oğullarından bir diğeri. Abisi
Stefen’le babasını deviriyorlar. Ancak daha sonra kendisi de devriliyor. Önce
Bozcaada’ya, sonra Semadirek Adası’na sürgüne gönderiliyor, adadan kaçmaya
çalışırken öldürülüyor.
Stefen Lekapenos (924-945)
Stefen Ermeni hükümdar I. Romanos’un oğullarından bir diğeri. Yaşam öyküsü,
kardeşi Konstantin’inkiyle aşağı yukarı aynı. Ancak o Semadirek’te ölmüyor.
Çeşitli adalardaki hapishanelerde tutulduktan sonra en son Midilli Adası’nda
kalıyor, orada ölüyor.
I. Romanos (920-944)
I. Romanos, Bizans Donanması’nın Ermeni komutanı. 870’de Malatya-Adıyaman
civarlarında doğuyor. Babası köylü. Kendisi gibi Ermeni olan Bizans hükümdarı
I. Basileos’un Divriği’deki bir çatışmada hayatını kurtardığı için
ödüllendiriliyor. Eğitimli bir insan değil, denizi olmayan bir bölgede büyüdüğü
düşünülürse Donanma komutanı olması dikkat çekici. Kızını imparatorla
evlendirmesi dolayısıyla tahtta hak sahibi oluyor. Zamanla adım adım tahta
yükseliyor. Üç oğlu Kristofer, Stefen ve Konstantin’i eş-imparator ilan ediyor.
Ülkeyi birlikte yönetiyorlar. Romanos’un iktidarı, diğer birçok imparator için
geçerli olduğu gibi, Bulgarlarla savaş ve Doğu’da Abbasi istilacılara karşı
mücadeleyle geçiyor. Romanos’un büyük oğlu ölünce diğer iki oğlu babalarının tahtı
eniştelerine (önceki imparator, kızkardeşlerinin kocası) vermesinden
korkuyorlar. Babalarını tahttan indirip İstanbul Adaları’na sürgüne
gönderiyorlar. Orada rahip olarak yaşıyor. Fakat İstanbul halkı bu iki hain
kardeşe karşı ayaklanıyor ve enişteyi tahta geçiriyor. Romanos, Bugün
İstanbul’da Beyazıt Meydanı yakınlarında Bodrum Camii olarak bilinen yapıyı
inşa ettiriyor, cenazesi diğer aile üyeleriyle birlikte oraya gömülüyor.
Romanos’un bir oğlu daha var, o da patrik. Bir de evlilik dışı bir çocuğu var,
o da çeşitli imparatorların emrinde uzun yıllar bakanlık yapmış.
I. İoannis Çimiskes (969-976)
İstanbul’un Ermeni hükümdarları içinde en ilginci Çimiskes. O aynı zamanda
Fatih Sultan Mehmet’ten çok önce, Müslüman akınlarında kaybedilen topraklardan
Batı’ya doğru Ermeni göçünün bir örneği. Çimiskes, yetiştirdiği Bizans
generalleriyle ünlü bir Ermeni göçmen aileden geliyor.
Gurgen ailesinden olan Tokat doğumlu İoannis Kurkuas, Bizans’ın kaybettiği
toprakları yeniden almasını sağlayarak, Alparslan’ın gelişinden bir yüzyıl
önce, Bizans’a bir altın yüzyıl yaşatıyor. I. Romanos’un destekleyicilerinden.
Malatya’yı, Erzurum’u, Urfa’yı, Bitlis’i, Ahlat’ı, Malazgirt’i ve Yukarı Fırat
bölgesini Abbasilerden geri alıyor. Bölgede irili ufaklı Ermeni beylikleri var,
bunlar Abbasilerle anlaşma imzalamış, Halife’ye vergi veriyorlar. Bizans’ın
bölgeye geri gelmesiyle bu kez Bizans’ın koruması altına giriyorlar. Bizans
ordusunun bir diğer Ermeni generali, Çimiskes’in dedesi ve İoannis Kurkuas’ın
kardeşi olan Teofilos Kurkuas.
I. İoannis Çimiskes de dedesi gibi bir Bizans generali. Ermeni kökenli olan
ikinci adının nereden geldiği tartışmalı; ancak Dersim’in Çemişgezek ilçesinin
adının imparatordan geldiği biliniyor. 925’te Kapadokya Ermenisi bir aileye
doğuyor. Annesi, geleceğin Bizans hükümdarının kızkardeşi. Çimiskes genç
yaşında, Bizans’ın bir parçası olan Ermenistan Eyaleti’nin komutanı oluyor. Bu
eyalet o dönemde Bizans ile Abbasi İmparatorluğu arasında bir tampon bölge ya
da serhat niteliğinde. Burada imparator olan dayısıyla akınlara çıkıyor. Birçok
şehri geri alıyorlar. Fakat daha sonra dayısı yetkilerini elinden alınca,
dayısına cephe alıyor ve bir prensesle evlendikten sonra tahtı ele geçiriyor.
Batı’da ve Doğu’da büyük fetihler yapıyor. Suriye’nin büyük bir bölümünü ele
geçiriyor, Bulgaristan’ı Bizans topraklarına katıyor. İstanbul’da cenazesinin
gömüldüğü kilise, günümüze kalmamış. Ancak 19. yüzyıla kadar Osmanlı’da Arslan
Hane olarak biliniyor, Aya Sofya’nın 200 m. güneyindeymiş. Bugün adı,
Çemişgezek ilçesinde, bir de, Selanik’in ikinci en işlek caddelerinden birinde
(Tsimiski Caddesi) yaşıyor. Adının Selanik’te bir caddeye verilmesi, Balkan
Savaşı’nın en kritik zamanlarında, 1913’te, Bulgaristan’ı ilhak eden Bizans
imparatoru olarak bilindiği için verilmiş.
Burada saydığımız imparatorlar dışında, Bizans’ta orduda ve sivil
bürokraside üst düzey roller oynamış
birçok Ermeni var: Bizans komutanlarından Ermeni Jan, Bizans generali Ermeni
Manuel, İtalya valisi Ermeni İshak, 989 büyük depreminden zarar görmüş olan
Ayasofya’yı onaran Tiridates, Rum Ortodoks Patriği 7. Jan, ansiklopedi yazarı
ve çevirmen Theodore Daphnopates, tarihçi Bizanslı Faustus ilk akla gelenler.
Muş Ermenisi bir aile Bizans sarayında bir dönem çok etkili oluyor. Muş’u
Bizans’a satıp karşılığında Bizans’tan geniş araziler alıyorlar. Ancak
Ermenilerin Bizans’ta en çok, üst rütbeli askerler olarak öne çıktığını
görüyoruz.
Özetlersek, İstanbul’da Ermenilerin varlığı, sanılandan daha eski. I.
Romanos’un ve aile üyelerinin cenazelerinin gömüldüğü bugünkü Bodrum Camii ise
o günlerden bir simge. Bizans Ordusu’nda ayrıca çokça Müslüman, Yahudi ve
Hıristiyan Türk paralı asker vardı. Fakat bunların komutan düzeyinde olduğunu
görmüyoruz. Yine de, bu bilgi, İstanbul’un Türkler için 1453’te açıldığı
biçimindeki resmi tezi sorgulayacak bir nitelikte. Ermeniler de Türkler de
sanılandan çok önce İstanbul’dalardı.
Kaynak: Gezgin, U. B. (2017). (...) Ötekiler Açısından Tarih [History from the Eyes of the ‘Others’].
AVCILARIN EFSANELERİ, ASLANLARIN KISIK SESLERİ:
Ötekiler Açısından Tarih
Prof.Dr. Ulaş Başar Gezgin
Tarih Yöntemi
1. Anlatıbilim Açısından Tarihyazımı.
2. Tarih(çilik) ve Öykü(cülük): Nerede Nasıl ayrılıyorlar?
3. ‘Yenilikçi Tarih Öğretimi Etkinlik Örnekleri’ Üzerine.
4. İnsanlaşmanın Kısa Tarihi: İntikamcı Hammurabi’den Hukuk Devletine.
5. Çin Seddi’ndeki Görünmez Emek.
6. 6 Bardağa Sığmayan Dünya Tarihi.
7.Aynı Suya Bakıp...
Ötekilerin Tarihi
8. Yeni Sömürgecilik: Eski Sömürgeciliğin Torunu
9. Yeni Sömürgecilik Notları: Klasik Sömürgeciliğin Yeni Formları
10. “Nasıl Müslüman Olduk?” Sorusu Üstüne Yeniden Düşünmek.
11. Alevilik-Bektaşilik Açısından Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Üzerine.
12. İlkesizlik, Omurgasızlık, Kişiliksizlik: Devletlerin, Şirketlerin ve Bireylerin İkiyüzlülüğü Üstüne.
13. Devletsiz Halklar, Temsil Edilmeyen Halklar.
14. Almanlara Nazi Demek Ne Anlama Geliyor?
15. Muhammed Ali: Bir Gri Derili
Solun Tarihi(1): 2. Paylaşım Savaşı Öncesi
16. Gezi Direnişi ve Paris Komünü: “Her Yer Paris Her Yer Direniş”.
17. Osmanlı ve Paris Komünü: Cüce Canavar ve Çapulcular.
18. Osmanlı’nın İlk Sosyalist Dergisinde Bir Gezinti: İştirak ve İştirakçı Hilmi.
19. Georgi Dimitrov: Sizi Halk Adına Yaşama Mahkum Ediyorum!
20. İspanya İç Savaşı: Darbe, Direniş ve Tarihyazımı
21. Sakallı Celâl: Bir Komünist Diyojen.
Solun Tarihi(2): 2. Paylaşım Savaşı Sonrası
22. 1948’den Bir İhraç Öyküsü: Pertev Naili Boratav’ın Savunması.
23. En Büyük Tehlike: Irkçılık Broşürü Üstüne.
24. Vartan İhmalyan'ın Yaşamı ve Parti Tarihi.
25. İran’da Sol Nasıl Yenildi?: Öznelerin Sorumluluğu
26. AKP Döneminde Liberallere Göre Bir Bir Mit ya da Kurgu Olarak Şehitlik
Sovyetler ve Tarih
27. Samsun’dan Taksim Meydanı’na Çıkan Bir Kızıl Ordu Generali ve Onbeşler.
28. Lenin Nişanı: Nobel’e Eski Bir Alternatif.
29. Bir Zamanlar Sosyalist Olimpiyatlar Vardı, Belki Yine Olur
30. Sovyetler Neden Dağılmıştı?: ‘Sovyetler Birliği’nde Yedi Yıl’ Üzerine
1915 ve Ermeniler
31. İstanbul’un Ermeni Hükümdarları.
32. Taner Timur’a Göre 1915.
33. 1915’e Nasıl Gelindi? Bir Özetin Özeti Denemesi.
34. Anadolu’nun Kalkınamamasının Nedenlerinden Biri Olarak 1915.
35. Çerkezyan: Sarkis Ustanın Anılarındaki Gizli Ayrıntılar.
İstanbul ve Anadolu Tarihi
36. Anabasis: 2,500 yıl önce Anadolu.
37. İstanbul Üniversitesi’nin Kayıp Bin Yılı.
38. Eski ve Yeni Anlamlarıyla Taksim Anıtı.
Heykeller ve Tarih
39. Heykel Tartışmaları: Simgesellik, Birey Övgüsü, Putlaştırma.
40. Türkiye’de Heykel Tartışmaları: Putlaştırma İddiası.[1]
Anaokulu öğretmenliğinden emekli olduktan sonra benimle aynı yıl üniversite sınavına giren, lisans eğitiminin ardından tarih alanında yüksek lisans ve doktora yapan annem Edibe Gezgin’i (19 Mayıs 1954, Elazığ- 19 Ocak 2017, İstanbul) şükran ve özlemle anarak
|
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder