Videolar

17 Aralık 2017 Pazar

‘Şeker Portakalı’ Uyarlamaları: Şeker Portakalı Nasıl ‘Beyaz’ladı?

‘Şeker Portakalı’ Uyarlamaları: Şeker Portakalı Nasıl ‘Beyaz’ladı?

Ulaş Başar Gezgin


‘Şeker Portakalı’ romanının iki film uyarlaması var. Biri 1970, diğeri 2012 yapımı.[1] Aslına daha uygun ve dönemini daha başarılı bir biçimde yansıtan 1970 yapımı filme göre, 2012 yapımı olan uyarlama, eleştiriye açık birçok nokta taşıyor:

- 2012 uyarlaması, bir yazarlık çerçevesiyle açılıyor. Böylece, romanın bütün yoksulluk anlatısı, “yoksuldum, büyüdüm zengin oldum” gibi çok farklı bir omurgaya yaslanmış. Oysa romanda biz yazarın sonradan zengin olup olmadığını bilmeyiz; çünkü konu zaten bu değildir. Başkişi Zeze’nin annesinin yerli oluşu ve çocuğun Afro-Brezilyalılarla dayanışması gibi etnik konuların atlanması, bu kadar açık ve net bir ezilenler anlatısının bile beyaz adam ya da beyaz Brezilyalı anlatısına çevrildiğini gösteriyor.

- Romanda ve 1970 uyarlamasında, baba, sigarayı bırakmıyor; 2012 uyarlamasında bırakıyor. Bırakma anı, anlatıyı etkilediği için tahrifat olarak değerlendirilebilir.

- Romanda ve 1970 uyarlamasında, dayının bambaşka bir sunumu var. Büyükşehirle de ilgisi yok. 2012, bunu atlamış; bu atlayış, dayıyı önemsiz bir kişiliğe (ya da diyelim ‘kuşa’) çevirmiş.

- Romanda ve 1970 uyarlamasında, Zeze’nin babası için para toplaması da söz konusu değil; babanın Zeze’nin topladığı parayı almak istemesi dolayısıyla kavga etmeleri de. Bu da, anlatıyı olumsuz etkilemiş.

- Romanda ve 1970 uyarlamasında, Zeze, uzatılan her parayı utana sıkıla güç bela kabul eden bir çocuk. Onuruna düşkün. Oysa 2012 uyarlamasında verilen her parayı tereddütsüz kabul ediyor. Başkişi yanlış yansıtılmış.

- Romanda ve 1970 uyarlamasında, yılan numarası başarılı bir biçimde verilirken, 2012 uyarlamasında anlaşılmayacak biçimde sunulmuş.

- 2012 uyarlamasında Zeze’nin abi ve ablasıyla yeni evde ağaçları seçmesi sahnesinde çokça konuşma kesilmiş ve o sahne, değerinden çok şey kaybetmiş.

- 2012 uyarlamasında evdeki yoksulluk başarılı bir biçimde verilmemiş; adeta es geçilmiş.

- 2012 uyarlamasında abinin söylediği “o, yoksul değil, işsiz” sözü, kitapta da 1970 uyarlamasında da yok. Ancak bu ve önceki yorum, romanın bir beyaz anlatısı olarak sunulduğu yönündeki iddiamızla uyumlu.

- Yukarıdaki iki yorumla ilişkili olarak, Zeze’nin, 2012 uyarlamasında yoksul bir çocuktan çok, taşralı bir çocuk olarak sunulduğunu görüyoruz. Oyun alanı çok geniş tutulmuş ve sık sık büyükşehire gitme isteği vurgulanıyor. Üstelik şarkı sözü (CD) satıcısından isteği de (“emeğim karşılığında beni büyükşehire götürür müsün?”; aslında ise, “emeğim karşılığında Gloria ablama götürmem için bana şarkı sözü verir misin?”) ona göre ‘uyarlanmış’. Oysa romanda ve 1970 uyarlamasında Zeze’nin oyun alanı çok küçük ve büyükşehir özleminden çok oyuncak özlemi olduğunu görüyoruz.

- 2012 uyarlamasında Zeze’nin kendi kendine ve erken yaşta okuma yazma öğrenmesi gibi merkezi bir izlek es geçilmiş. Üstelik, 2012 filminde yaşı da boyu posu da 5-6 yaş değil. Böyle olunca, filmde söyledikleri, yaşına göre ileri gelemeyebiliyor. Oysa, romanda ve 1970 uyarlamasında, yaşına göre zeki, algılama yönü güçlü ve duygusal bir iç dünyaya sahip bir çocuk vardı karşımızda.

- Romandaki ve 1970 uyarlamasındaki mumlar, sabun; balonlar, uçurtma; şarkı sözleri ise CD yapılmış. Özellikle üçüncüsü sırıtıyor; çünkü onyıllar önce geçtiği herkesçe bilinen bir anlatıda CD açıkça anakronik. Bu, şövalyenin kolunda saat olması ya da Ortaçağ savaş filminde gökte uçak görülmesi gibi bir durum.

- Romandaki ve 1970 uyarlamasındaki kişiliklerin bir derinliği vardı; kimin ne yapacağını öngörebiliyorduk. Bunlar, uzun uzun açıklamalarla değil konuşmalara ve davranışlara yedirilerek veriliyordu. Oysa 2012 uyarlamasında kişilikler yüzeysel geçilmiş.

- Zeze’nin şarkı söylediği için babasından dayak yemesi sahnesinde önemli bir değişiklik var: Şarkının içeriği değiştirilmiş. Romanda ve 1970 uyarlamasında Zeze açık saçık sözlere sahip bir şarkı söylediği için dayak yiyordu; 2012 uyarlamasında ise, kedili bir şarkı sözü nedeniyle dayak yiyor. Böylece, baba imgesi, muhafazakar bir kişilik olarak değil dengesiz bir kişilik olarak verilmiş oluyor. Bu, anlatı için çok büyük bir fark. Bu durum “muhafazakarlıkla gaddarlık ilişkili görünmesin diye mi böyle yapılmış?” dedirtiyor.

- Kraliçe-ağaç sahnesi atlanmış. “Siyasal dokundurması olduğu için mi atlandı?” sorusu geliyor akla. 2012 uyarlamasındaki mum söndürme sahnesi ise, anlatıya eklenmiş; romanda ve 1970 uyarlamasında yer almıyor.

Elbette filmlerin romanları olduğu gibi vermesi beklenemez. Zaten ikisinin dili farklı olacaktır. Romanların çok azı, “filmi çekilir; ona göre görsel bir dil kullanayım” düşüncesiyle yazılıyor. Böyle yazılması, romanın değerini düşürebiliyor. Tam da bu noktada, ‘Şeker Portakalı’nın iki uyarlamasında da, sık sık, metnin üstünden akan dış ses kullanımı sözkonusu. Çocuğun iç sesi olan bu bölümler, film açısından dış ses olarak veriliyor. Ancak, yazınsal dili görsel dile çevirirken, anlatısal yapıda, içerikte ve kişiliklerde büyük değişikliklere gitmeyi, uyarlamadan çok, en iyimser tarifiyle yeniden yazma, en kötümser tarifiyle ise tahrifat olarak adlandırmak durumundayız. Dahası, ezilenler anlatısının bir beyaz adam anlatısına çevrilmesi, romandaki iyi niyetin 2012 uyarlamasında zerrece var olmadığını bize anımsatıyor. Oysa ‘Şeker Portakalı’ndan içtenliği çıkarırsanız, geriye Brezilya dizisi tarzı sabun köpüğü bir anlatı kalacaktır. Bir kez daha görüyoruz ki, gelecek, her zaman ilerleme anlamına gelmiyor. 1970 yapımı, 2012 yapımından çok daha başarılı... 



[1] Şeker Portakalı - Meu Pé de Laranja Lima (1970) - Türkçe Altyazılı

Kaynak: Gezgin, U.B. (2017). Anlatıbilim Açısından Film Psikolojisi  ve  Film Çözümlemeleri [Film Psychology and Film Analysis through Narratology].


ANLATIBİLİM AÇISINDAN FİLM PSİKOLOJİSİ VE FİLM ÇÖZÜMLEMELERİ

Prof.Dr.Ulaş Başar Gezgin

İçindekiler

Filmlerde Psikoloji Filmlerle Psikoloji
1. ‘Açlık Oyunları’nın Politik Psikolojisi
2.‘Deney’ Filmi: Bir Mürekkep Testi Olarak Film
3. ‘Amerikan Güzeli’ Filmi Neden Hâlâ İzlenebiliyor?
4. ‘Papa: Hemingway Küba’da’ 
5. Tehlikeli Oyunlar

Yerli Filmler: Ağrı Dağı’ndan Gezi Direnişi’ne
6. Türkiye Sinemasında Karlı Bir Doruk: ‘Ağrı Dağı Efsanesi’
7. Gezi Direnişi Film Olsaydı: Anlatıbilim Açısından Direniş
8. Gezi Direnişi ve Selma Filmi: Benzerlikler ve Farklılıklar
9. VI. İstanbul Uluslararası Mimarlık ve Kent Filmleri Festivali’nin Ardından
10. İki Film ve Umut(suzluk)

Bir Kültür Endüstrisi Olarak Hollywood Sinemacılığı
11. ‘Son Samuray’dan ‘Boyun Eğmez’e Amerikan Sineması’nın Öteki Temsillerinde Japonlar
12. Yıldız Savaşları Güzel mi Gerçekten?: 68’lerden Bir Yanıt
13. Trump’a Karşı Trumbo: Bir İhraç, Hayalet Yazarlık ve Umut Öyküsü
14. Trump’la Los Angeles’tan Kaçış                 
15. ‘Geliş’ Filmi, Bilişsel Bilim ve Çin Araştırmaları

Asya Sineması: Budist Sinemadan Jackie Chan’e
16. Anlatıbilim Açısından Budist Sinema: Yeni Bir Türe Doğru mu?
17. Jackie Chan: Kungfu Ustasından Çinli İndiana Jones’a
18. Hanoi Film Festivali'nden 2 Film: 'Tatlı 20 Yaş' ve 'Yen'in Yaşamı'

Latin Amerika Sineması: % 3 ve Festival Filmleri
19. % 3: Brezilya’dan Bir Adaletsizlik Anlatısı
20. Latin Amerika Film Festivali’nin Ardından
21. Latin Amerika Film Festivali’nin Bir Kez Daha Ardından

Sinemada Roman Uyarlamaları: Anlatıda Birlik ve Ayrılık
22. ‘Notre Dame’ın Kamburu’ ve Romanların Film Uyarlamaları
23. ‘Şeker Portakalı’ Uyarlamaları: Şeker Portakalı Nasıl ‘Beyaz’ladı?
24. ‘Uçurtma Avcısı’

Barış Filmleri
25. Barış Psikolojisi için 3 Film:  ‘Maymunlar Cehennemi’, ‘Kovboylar ve Uzaylılar’ ve ‘Çocukluğun Sonu’
26. İki Film, İki Barış Olasılığı: Son Umut ve Mandalina Bahçesi.

İtalyan Sineması
27. ‘Yabandan Gelen Adam’
28. Pasolini’nin ‘Matta İncili’

Kısa Kısa: Kısa Film Eleştirisi ve Kısa Yorumlar
29. İki Artı İki Beş Eder mi?: Arabesk Bir Filmin Eleştirisi
30. 30 Film Üstüne Kısa Yorumlar: İzgin Notları

Ek: Anlatıbilim, Tür Özellikleri, Olay Örgüleri
31. Anlatıbilim Açısından Politik Bilim-Kurgu: Tür Özellikleri ve Olay Örgüleri

Yaşamöyküsü

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder