Dün Nazım Hikmet, Bugün Kim?
Nazım
Hikmet (1901-1963), onca yıllık hapislikten sonra açlık grevi, annesinin başını
çektiği imza kampanyaları ve gösteriler ve uluslararası demokrat kamuoyunun
girişimiyle, 15 Temmuz 1950’de tahliye ediliyor. Tedavi olmak için yurtdışına
çıkması engelleniyor. O da, 17 Haziran 1951’de kaçıyor ve 25 Temmuz 1951’de
T.C. vatandaşlığından çıkarılıyor. Milliyet Gazetesi, kaçışından sonra, Nazım
Hikmet’i nasıl haberleştiriyor, görelim:
“Kızıl Şair’in Hezeyanları
Moskova’ya giden Nazım Hikmet, Türkiyenin
Amerikaya satıldığını söyledi.” (Milliyet, 1 Temmuz 1951, sayfa 1).
(ubg: )
Bugün bunun hezeyan olduğunu düşünen kaç kişi var?
“Kızıl
Uşak Saçmalıyor
Moskova’nın uşağı Nazım Hikmet yeni isnadlarda
bulundu. Moskova, 29 (AP) – Komünist şair Nazım Hikmet bugün Pravda gazetesi
başmuharririne yazdığı bir mektupta kendisini Türk vatandaşlığından iskat
hususundaki Türk hükümetinin son aldığı kararı protesto etmektedir.”
(Milliyet, 30 Temmuz 1951, sayfa 1).
(ubg: )
Nazım Hikmet’e 2009’da T.C. vatandaşlığı geri verildi.
“Kızıl Şairin Yeni İşi
Nazım Hikmet şimdi de Polonya’da ajan
yetiştiriyor.
Stokholm, 20 (Hususi muhabirimiz Orhan Türel
bildiriyor) – Stokholm’da çıkan gündelik “NY DAG” komünist gazetesi, firari
komünist şair Nazım Hikmet hakkında enteresan bir haber yayınlamıştır. Gazeteye
göre, komünist şair, Ruslar tarafından Varşovada açılan ajan mektebinde hocalık
yapmaktadır. Mektep 3 aydan beri faaliyette bulunmakta ve Şark memleketleri
için ajan ve sabotajcı yetiştirmektedir. Tahmin edildiğine göre, ilk mezunlar
1951 yılı sonunda, Türkiye, Lübnan, İran, Mısır ve diğer şark memleketlerinde
faaliyette bulunmak üzere Ruslar tarafından sevkedileceklerdir. Komünist şair
Nazım Hikmetin vazifesi Türkiye için hazırlanan komünist ajanları hususî
surette hazırlamaktır. Gazetenin ilave ettiğine göre şair hocalık mesleğinde
ziyadesiyle muvaffak olmaktadır.” (Milliyet, 27 Eylül 1951, sayfa 1).
(ubg: )
İnsan gülse mi ağlasa mı? Büyük şairi karalamak için uydurulduğu açık olan bir
haber. Daha kaç kişi böyle yalan haberlerle çamurlandı, “çamur at izi kalsın”
mantığıyla.
“Kızıl Şair Sofyada
Ankara, 1 (A.A.) – Mevsuk bir kaynaktan
öğrendiğimize göre, Şair Nâzım Hikmet 9 eylül Bulgar bayramı münasebetiyle
Sofyada yapılan merasime iştirak etmiş ve gece Sovyet Elçiliğinde tertip edilen
kabul resmine de katılmıştır.
Nâzım Hikmet davetliler arasında bulunan Mareşal
Sokolovski’nin dikkatini kendi üzerine celbedebilmek için elinden geleni
yapmaya çalışmış, fakat görünüşe göre bu arzusunda muvaffak olamamıştır.
Komünistlerin hizmetinde kendisine hayli zelil
bir mevki verildiği anlaşılan bu sabık Türk vatandaşı bayramdan sonra Bulgar
hükümetince, kesif Türk kütlelerinin yaşadığı bölgelerde dolaşmaya memur
edilerek Bulgaristanın birçok yerlerine gitmiştir. Nâzım Hikmet oralarda
ırkdaşlarımıza memleketimiz aleyhindeki mâlum komünist propagandalarını tekrar
edip onları Türkiyeye göç etmek tasavvurundan vazgeçirmeye çalışmaktaymış”
(Milliyet,
2 Ekim 1951, sayfa 7).
(ubg: ) Mareşal’a
yaranmaya çalışmış da ilgisini çekememiş. Buna da habercilik diyorlar. Sanki
büyük şairin mareşallerin ilgisini gereksinimi mi vardı... Nazım,
Bulgaristan’da Türk köylülere ne demiş? “Türkiye’de,
ağalık var, sömürü var. Gidersiniz sersefil olursunuz” demiş, yalan mı
söylemiş...
“Soysuz Şair Macaristan’da
Bugün Sofya Radyosunun bir yayımında
bildirildiğine göre bundan birkaç sene evvel Türkiyeden Rusyaya kaçmış bulunan
Nazım Hikmet halen Budapeştede bulunmaktadır. (AP)” (Milliyet, 17 Nisan 1954,
sayfa 7).
(ubg: )
Ne diyelim, “kendini gazeteci sananlar Türkiye’de” mi diyelim?
“Kızıl Şairin Hezeyanları
Nâzım Hikmet, Polonya’da Türkiye’de demokrasi
olmadığını iddia etti
Viyana, 9 (ANKA) – Buraya gelen haberlere göre,
geçen sene başlarında Türkiye’den kaçarak Demirperde gerisine iltica eden Nâzım
Hikmet adlı Türk, halen Varşovada bulunmaktadır.
Nâzım Hikmet Demirperde gerisi memleketleri
arasında yapılan müellifler ve muharrirler toplantısında Hür Türkiye’yi (!)
temsil etmektedir.
Bu münasebetle bir konuşma yapan Nâzım Hikmet,
Türkiye’deki rejim aleyhinde bulunmuş ve Türkiye’de demokrasinin mevcut
olmadığını (!) söylemiştir.” (Milliyet, 10 Haziran 1954, sayfa 3).
(ubg: )
Bu en gülüncü. “Nazım Hikmet adlı Türk” denmiş; tanımazlıktan geliyor pek sayın
gazeteci. Daha birkaç yıl önce “kızıl şair” falan diyordunuz. Doğru söylemiş.
Türkiye’de demokrasi olsaydı, dünya çapındaki böyle bir şair hapislerde
çürütülmezdi.
Milliyet’te
bir de Nazım Hikmet’in gençlik yıllarında polemiğe girdiği ve çeşitli şiirlerle
ağzının payını verdiği Peyami Safa’nın firar dönemi boyunca Nazım Hikmet’e
saldıran zırva köşe yazıları var. Bir sürü yazıda, işi gücü bırakıp Nazım
Hikmet’i konu edinmiş. Peyami Safa, ironiyi seviyormuş. Yalanlarla dolu
köşesinin başlığı, ‘Objektif’.
O
zamanlar, kendisine karşı bir propaganda savaşı yürütülen,
itibarsızlaştırılmaya çalışılan Nazım Hikmet’in şiirlerini bugün her dünya
görüşünden insan okuyor ve her ülkeden. Dün Nazım Hikmet’e yapıldı bunlar;
bugün kimlere yapılıyor? Birçok değerli kişilik, benzer saldırılar altında
bugün.
Yarım
yüzyıl sonra iyi anılacak, ama bugün her tür çamur atılan değerli kişilikler!
Üzülmeyin, bizim insanımızın kafası geç çalışır; jetonlar, köşeli. 50-60 yıl
sonra değeriniz anlaşılacak.
Kaynak: Gezgin,
U. B. (2017). Psikolojiden Sanata Doğru: Sanat Psikolojisi ve Sanat Yazıları -
Prof.Dr.Ulaş Başar Gezgin
PSİKOLOJİDEN
SANATA DOĞRU:
Sanat
Psikolojisi ve Sanat Yazıları
Prof.Dr.
Ulaş Başar Gezgin
SANAT
PSİKOLOJİSİ
1.
Sanat Psikolojisinin Önündeki 10 Güzergah.
2.
Sanatın Sosyal Psikolojisi.
3.
Halkların Kardeşliği İçin Kültürlerarası Sanat Psikolojisi.
4.
Sosyal Psikoloji Açısından Edebiyat ve İktidar.
5.
Yazın ve Psikoloji.
6.
Bilişsel Bilimlere İlişkin Bir Roman: ‘Düşünce Balonları’
7.
Bilişsel Yazın Çalışmaları Üzerine Birkaç Değini.
GÖRSEL
SANATLAR
8.
‘Sinema Kuramları’ Üzerine.
9.
Meksika’dan Kayan Çizgili Bir Yıldız: Rius.
10.
Bir Ortaköy Resminin Kısa Eleştirisi.
SANAT VE
SİYASET
11.
Sanat ve Siyaset Üstüne Değiniler.
12.
Sanat ve Siyaset.
13.
Bir Siyonistin Portresi ve Bizim Küçük-Büyük Hastalığımız.
YASAKLAR VE
DİRENİŞ
14.
Gezi Direnişi ve Sanat: Direniş için Sanat ve Sanatla Direniş.
15.
Duvar Resminden Korkuyorlar; Sanattan da, Sanatçıdan da...
16. Sansür,
Yasak, Özgürlük.
17.
Dün Nazım Hikmet, Bugün Kim?
18. Bienal’i
Neden Boykot Etmeliyiz?
MÜZİK
19.
Arabesk mi Klasik Müzik mi? Peki Sol Müzik Nasıl Olmalı?
20.
Kemancıya 11 Sus.
DİĞER
YAZILAR
21.
Çokkültürlü Sanat- Çoksanatlı Kültür.
22.
Andrey Byelıy Gürcistan’da.
23.
Bir Etik Sorunu: Çevirmen Kararını Yazar Kararının Önüne Koymak.
|
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder