Videolar

1 Aralık 2017 Cuma

Dün Nazım Hikmet, Bugün Kim?


Nazım Hikmet (1901-1963), onca yıllık hapislikten sonra açlık grevi, annesinin başını çektiği imza kampanyaları ve gösteriler ve uluslararası demokrat kamuoyunun girişimiyle, 15 Temmuz 1950’de tahliye ediliyor. Tedavi olmak için yurtdışına çıkması engelleniyor. O da, 17 Haziran 1951’de kaçıyor ve 25 Temmuz 1951’de T.C. vatandaşlığından çıkarılıyor. Milliyet Gazetesi, kaçışından sonra, Nazım Hikmet’i nasıl haberleştiriyor, görelim: 

Kızıl Şair’in Hezeyanları
Moskova’ya giden Nazım Hikmet, Türkiyenin Amerikaya satıldığını söyledi.” (Milliyet, 1 Temmuz 1951, sayfa 1).

(ubg: ) Bugün bunun hezeyan olduğunu düşünen kaç kişi var?

 “Kızıl Uşak Saçmalıyor
Moskova’nın uşağı Nazım Hikmet yeni isnadlarda bulundu. Moskova, 29 (AP) – Komünist şair Nazım Hikmet bugün Pravda gazetesi başmuharririne yazdığı bir mektupta kendisini Türk vatandaşlığından iskat hususundaki Türk hükümetinin son aldığı kararı protesto etmektedir.” (Milliyet, 30 Temmuz 1951, sayfa 1).

(ubg: ) Nazım Hikmet’e 2009’da T.C. vatandaşlığı geri verildi.

Kızıl Şairin Yeni İşi
Nazım Hikmet şimdi de Polonya’da ajan yetiştiriyor.
Stokholm, 20 (Hususi muhabirimiz Orhan Türel bildiriyor) – Stokholm’da çıkan gündelik “NY DAG” komünist gazetesi, firari komünist şair Nazım Hikmet hakkında enteresan bir haber yayınlamıştır. Gazeteye göre, komünist şair, Ruslar tarafından Varşovada açılan ajan mektebinde hocalık yapmaktadır. Mektep 3 aydan beri faaliyette bulunmakta ve Şark memleketleri için ajan ve sabotajcı yetiştirmektedir. Tahmin edildiğine göre, ilk mezunlar 1951 yılı sonunda, Türkiye, Lübnan, İran, Mısır ve diğer şark memleketlerinde faaliyette bulunmak üzere Ruslar tarafından sevkedileceklerdir. Komünist şair Nazım Hikmetin vazifesi Türkiye için hazırlanan komünist ajanları hususî surette hazırlamaktır. Gazetenin ilave ettiğine göre şair hocalık mesleğinde ziyadesiyle muvaffak olmaktadır.” (Milliyet, 27 Eylül 1951, sayfa 1).

(ubg: ) İnsan gülse mi ağlasa mı? Büyük şairi karalamak için uydurulduğu açık olan bir haber. Daha kaç kişi böyle yalan haberlerle çamurlandı, “çamur at izi kalsın” mantığıyla.

Kızıl Şair Sofyada
Ankara, 1 (A.A.) – Mevsuk bir kaynaktan öğrendiğimize göre, Şair Nâzım Hikmet 9 eylül Bulgar bayramı münasebetiyle Sofyada yapılan merasime iştirak etmiş ve gece Sovyet Elçiliğinde tertip edilen kabul resmine de katılmıştır.
Nâzım Hikmet davetliler arasında bulunan Mareşal Sokolovski’nin dikkatini kendi üzerine celbedebilmek için elinden geleni yapmaya çalışmış, fakat görünüşe göre bu arzusunda muvaffak olamamıştır.
Komünistlerin hizmetinde kendisine hayli zelil bir mevki verildiği anlaşılan bu sabık Türk vatandaşı bayramdan sonra Bulgar hükümetince, kesif Türk kütlelerinin yaşadığı bölgelerde dolaşmaya memur edilerek Bulgaristanın birçok yerlerine gitmiştir. Nâzım Hikmet oralarda ırkdaşlarımıza memleketimiz aleyhindeki mâlum komünist propagandalarını tekrar edip onları Türkiyeye göç etmek tasavvurundan vazgeçirmeye çalışmaktaymış
(Milliyet, 2 Ekim 1951, sayfa 7).

(ubg: ) Mareşal’a yaranmaya çalışmış da ilgisini çekememiş. Buna da habercilik diyorlar. Sanki büyük şairin mareşallerin ilgisini gereksinimi mi vardı... Nazım, Bulgaristan’da Türk köylülere ne demiş? “Türkiye’de, ağalık var, sömürü var. Gidersiniz sersefil olursunuz” demiş, yalan mı söylemiş...

Soysuz Şair Macaristan’da
Bugün Sofya Radyosunun bir yayımında bildirildiğine göre bundan birkaç sene evvel Türkiyeden Rusyaya kaçmış bulunan Nazım Hikmet halen Budapeştede bulunmaktadır. (AP)” (Milliyet, 17 Nisan 1954, sayfa 7).

(ubg: ) Ne diyelim, “kendini gazeteci sananlar Türkiye’de” mi diyelim?

Kızıl Şairin Hezeyanları
Nâzım Hikmet, Polonya’da Türkiye’de demokrasi olmadığını iddia etti
Viyana, 9 (ANKA) – Buraya gelen haberlere göre, geçen sene başlarında Türkiye’den kaçarak Demirperde gerisine iltica eden Nâzım Hikmet adlı Türk, halen Varşovada bulunmaktadır.
Nâzım Hikmet Demirperde gerisi memleketleri arasında yapılan müellifler ve muharrirler toplantısında Hür Türkiye’yi (!) temsil etmektedir.
Bu münasebetle bir konuşma yapan Nâzım Hikmet, Türkiye’deki rejim aleyhinde bulunmuş ve Türkiye’de demokrasinin mevcut olmadığını (!) söylemiştir.” (Milliyet, 10 Haziran 1954, sayfa 3).

(ubg: ) Bu en gülüncü. “Nazım Hikmet adlı Türk” denmiş; tanımazlıktan geliyor pek sayın gazeteci. Daha birkaç yıl önce “kızıl şair” falan diyordunuz. Doğru söylemiş. Türkiye’de demokrasi olsaydı, dünya çapındaki böyle bir şair hapislerde çürütülmezdi.

Milliyet’te bir de Nazım Hikmet’in gençlik yıllarında polemiğe girdiği ve çeşitli şiirlerle ağzının payını verdiği Peyami Safa’nın firar dönemi boyunca Nazım Hikmet’e saldıran zırva köşe yazıları var. Bir sürü yazıda, işi gücü bırakıp Nazım Hikmet’i konu edinmiş. Peyami Safa, ironiyi seviyormuş. Yalanlarla dolu köşesinin başlığı, ‘Objektif’.

O zamanlar, kendisine karşı bir propaganda savaşı yürütülen, itibarsızlaştırılmaya çalışılan Nazım Hikmet’in şiirlerini bugün her dünya görüşünden insan okuyor ve her ülkeden. Dün Nazım Hikmet’e yapıldı bunlar; bugün kimlere yapılıyor? Birçok değerli kişilik, benzer saldırılar altında bugün.

Yarım yüzyıl sonra iyi anılacak, ama bugün her tür çamur atılan değerli kişilikler! Üzülmeyin, bizim insanımızın kafası geç çalışır; jetonlar, köşeli. 50-60 yıl sonra değeriniz anlaşılacak.


Kaynak: Gezgin, U. B. (2017). Psikolojiden Sanata Doğru: Sanat Psikolojisi ve Sanat Yazıları - Prof.Dr.Ulaş Başar Gezgin


PSİKOLOJİDEN SANATA DOĞRU:
Sanat Psikolojisi ve Sanat Yazıları

Prof.Dr. Ulaş Başar Gezgin


SANAT PSİKOLOJİSİ
1. Sanat Psikolojisinin Önündeki 10 Güzergah.
2. Sanatın Sosyal Psikolojisi.
3. Halkların Kardeşliği İçin Kültürlerarası Sanat Psikolojisi.
4. Sosyal Psikoloji Açısından Edebiyat ve İktidar.
5. Yazın ve Psikoloji.
6. Bilişsel Bilimlere İlişkin Bir Roman: ‘Düşünce Balonları’
7. Bilişsel Yazın Çalışmaları Üzerine Birkaç Değini.

GÖRSEL SANATLAR
8. ‘Sinema Kuramları’ Üzerine.
9. Meksika’dan Kayan Çizgili Bir Yıldız: Rius.
10. Bir Ortaköy Resminin Kısa Eleştirisi.

SANAT VE SİYASET
11. Sanat ve Siyaset Üstüne Değiniler.
12. Sanat ve Siyaset.
13. Bir Siyonistin Portresi ve Bizim Küçük-Büyük Hastalığımız.

YASAKLAR VE DİRENİŞ
14. Gezi Direnişi ve Sanat: Direniş için Sanat ve Sanatla Direniş.
15. Duvar Resminden Korkuyorlar; Sanattan da, Sanatçıdan da... 
16. Sansür, Yasak, Özgürlük.
17. Dün Nazım Hikmet, Bugün Kim?
18. Bienal’i Neden Boykot Etmeliyiz?

MÜZİK
19. Arabesk mi Klasik Müzik mi? Peki Sol Müzik Nasıl Olmalı?
20. Kemancıya 11 Sus.

DİĞER YAZILAR
21. Çokkültürlü Sanat- Çoksanatlı Kültür.
22. Andrey Byelıy Gürcistan’da.
23. Bir Etik Sorunu: Çevirmen Kararını Yazar Kararının Önüne Koymak.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder