Dostum da
insanlara umut vermek için kullandığı o eski taktiği uygulayacaktı; yani,
hayatında tattığı acıları anlattıktan sonra buna rağmen yaşadığını ekleyecekti
sözlerine. “Dünyada kaç kolsuz bacaksız insan var biliyor musun” diyecekti,
“dünyada şu an kaç bebek bir gecekonduda anasız ve babasız doğmakta...” Gerçi
bu sözler, konuştuğu insan için gerçek çözümler değildi fakat; en azından,
gerçek çözümleri üretmek için zaman kazandırıyordu dertli olana. Sonradan
anladım ki, bu taktiğin arkasında kurnazca bir felsefe gizli... Dostum
bilincinde mi bunun, bilmem... Bu uygulamayla hem kendisini karşısındaki insana
tanıtmış oluyor, hem de yine kendisini acılar hiyerarşisinde üst bir konuma
yerleştiriyor. Sırası gelmişken, acılar hiyerarşisinden bahsedeyim birazcık:
Öncelikle bu kavram, dostumun ürettiği bir kavram değil... O sadece, bu
kavramın doğruluğu taraftarı... Kısaca anlatmak gerekirse: Geçmişte ve şimdi
acı çekenler, gelecekte gülecekler. Dostum, böyle bir bakışla, mutlu olmayı
hakettiğini düşünüyor. Her sabah; uyandığı günün, son hüküm günü olmadığını
görünce kahroluyordu.
Kaynak: Gezgin,
U.B. (2017). İlk Anlatılar: 90’lardan Kısa Romanlar ve Öyküler.
İLK
ANLATILAR: 90’LARDAN KISA ROMANLAR VE ÖYKÜLER
Ulaş Başar
Gezgin
İçindekiler
Gül
Ekmek (kısa roman/uzun öykü) - 1997
Şafak Yitimi
Işıl Işıl Gözler ve Yumruklaşmış Eller
Behey Lorke, Delilo, Lehanım
Yanlış Anlamayın
Bugün... Peki Ya Sonrası?
Dört
Yürek Bir Roman (uzun öykü/kısa roman) (1997-1999)
Kediler ve İnsanlar
Bir Şerefsiz Doğuyor
Kadın Özgürleşmişti Artık
Yargı, Yargılanmıyordu Henüz
Bir Büyüğe Danışmak
Özgürlük Kapanı
3
Öykü
Pırıltı - 1997
Havasızlıktan Ölmek - 1997
Orada - 1999
|
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder