Videolar

17 Aralık 2017 Pazar

Neden Korku Filmlerini Severiz?

Neden Korku Filmlerini Severiz?

Ulaş Başar Gezgin


Neden korku filmlerini severiz? Time Dergisi’nde yayınlanan bir makale, bu soruya odaklanıyor. Soruyu yanıtlamanın çeşitli yolları var elbette. Öncelikle, buradaki ‘biz’ kim? Buradaki ‘biz’, gençler. Gençlerin korku filmlerini daha çok sevdikleri; orta yaş ve üstünde ise korku filmi sevgisinin yaşla birlikte azaldığı biliniyor. Bu azalmayla ilgili ileri sürülen görüşler şöyle: İnsan beyni, genç yaşlarda, yeni uyaranlarla gerilmeye gereksinim duyuyor; yaşla birlikte, gerçek yaşamda insanı gerecek olaylar da arttığından, korku filmi sevgisi azalıyor. Yani neymiş? Yetişkinlerin yaşamı, boşanmalar, işsizlikler, işte yaşanan baskılar, kazalar ve daha birçok sorun dolayısıyla korku filmi gibiymiş. Yaşam kabus gibi olunca, böyle korku filmleri izlemeye gerek kalmıyor. Bir başka görüşe göre, genç yaşlarda, korku filmleri, gençlerin, yaşamda, beklenmedik durumlarda varkalma stratejileri geliştirebilmeleri için bir eğitim aracı niteliği taşıyor. Bu tür filmler, gençlerin, ileride, yaşamlarında karşılaşacakları kabus dolu olaylar için bir hazırlık olarak değerlendiriliyor. Bir başka yaklaşım, işin içine kadın-erkek normlarını sokuyor. Buna göre, kız-erkek çiftlerinin korku filmlerini sinemada izleyişlerinde, ataerkil toplumun rol dağılımı devreye giriyor: Kızlar, ne kadar korkarlarsa ve erkekler, ne kadar onları yatıştırmaya çalışırlarsa, film, o kadar başarılı oluyor.

Gelgelelim, her film de, çok korkutamıyor. Çok korkutamıyor çünkü birçok filmde benzer örüntüler kullanılıyor. Yine Time Dergisi, ‘Bir Korku Filminde Sağ Kalmak için 10 Yol’ başlığıyla, bu benzer örüntüleri açığa çıkarıyor. Bu 10 yol, şöyle:

- “Sağa sola bakınmayın ve “Az sonra geleceğim” demeyin.” (Böyle deyip arkadaş ortamından ayrılanlardan bir daha haber alınamıyor.)

- “Arkana bak çünkü o hep arkanda.” (Birçok korku filminde, kahramanımız, yaratıktan ya da katilden kaçar ya da onu arar; ama ondan bir türlü kaçamaz ya da onu bir türlü bulamaz çünkü yaratık/katil onu hemen arkasından izlemektedir.)

- “Bir korku filminin içindeyken sakın korku filmi izlemeyin.” (Kimi korku filmlerinin içinde korku filmi izleyen arkadaşların başına olmadık olaylar gelir. Bu arada, bu önerinin yaşama uyarlanması, korku filmi sevgisi ile yaş ilişkisine dokunuyor: Yaşamınız bir korku filmi gibiyse, korku filmi izlemenize gerek yok. Zaten yaşı ilerleyenler de böyle yapıyor.)

- “Arabanızın çalıştığına emin olun.” (Birçok korku filminde, kahramanımız, yaratıktan/katilden kaçacaktır, arabaya biner ve araba bir türlü çalışmaz.)

- “Sakın arkadaşlarınızdan ayrılmayın.” (Korku filmlerinde, sürüden ayrılanı kurt kapıyor.)

- “Ev, hayaletliyse sakın orada durmayın.” (Bu öneri doğru da, kahramanlarımız, o evden çıksa, film biter ya da evin çevresinde gerilimli anlar devam etmek durumundadır.)

- “Rahat ayakkabılar giyin.” (Çeşitli korku filmlerinde, kadın kahramanımız, topuklu ayakkabı giydiği için iyi koşamaz. Sürekli düşer. Bu nedenle, yaratığa/katile yakalanır. Acı son.)

- “Lise partilerinden kaçının.” (Kimi korku filmlerinde, olaylar, lise partileri çevresinde gelişir.)

- “Her zaman, size saldıranın hâlâ hayatta olduğunu varsayın.” (Birçok filmde, kötü kişi, sonlara doğru can çekişir; öldü sanılır; ama birden dirilir.)

- “Hep üstü giyinik olun.” (Bir diğer korku filmi klasiği, üstü giyinik olmayanın izlenip öldürülmesi.)

Buraya, başka korku filmi kalıpları da eklenebilir. Dreadcentral ağsayfası, bunların bir dökümünü sunuyor. Buradan birkaçını cımbızlayalım:

- “Anne-babalar bizi anlamıyor”: Kimi korku filmlerinde, evin çocuklarının başına olmadık olaylar gelir ama anne-babalar ya umursamaz ya da inanmaz. Bu tür filmler, zaten, ta baştan, hedef izleyici olarak ergenleri seçmiş durumda.

- “Çılgın bilimci”: Bir korku filminde bir yaratık varsa; bilimci, onun mutlaka canlı olarak ele geçirilmesini ister, çünkü onun üstünde araştırma yapacaktır.

- “- Bu ses neydi? – Rüzgarın sesi olmalı”: Ne zaman “rüzgarın sesi olmalı” dense, katilin/yaratığın sesidir bu.

- “Çatlak adamın sözünü dinleyin”: Ortamda çatlak olarak kabul edilen adam, kamp yapılacak ya da genel olarak kalınacak bir yerle ilgili olarak, “oraya gitmeyin, orası tehlikeli” diyorsa, orada kesin arıza çıkacak demektir.

- “El fenerim çalışmıyor”: Kahramanlarımızdan biri, el feneri taşıyorsa, bu fener birden bozulur. Ama ortam tümüyle ışıksız kalamaz. Öyle olursa, izleyici, olayları göremez.


Bu kalıplar ne kadar kullanılırsa kullanılsın, gençler, korku filmlerini sevmeye devam ediyor; korku filmleri, gişe rekoru üstüne gişe rekoru kırıyor. Uzmanlara göre, onların, hazır izleyicileri (gençler) var. Yaşlandıkça, aslında o korku filmlerinin, çeşitlemeleriyle birlikte gerçek olabileceğini farkediyoruz; “zaten başımda bu kadar dert var; korku filmini ne yapayım” diyoruz. İnsanı yaşlandıran, korkularıysa; korku filmlerinden zevk almayı bıraktığınızda yaşlanmışsınız demektir. Gerçek yaşamda yeterince korkmadıysanız, zaten yaşlanmamışsınız demektir. Korkularınızın tadını çıkarın ya da korku filmlerinin... 


Kaynak: Gezgin, U. B. (2017). İletişim Psikolojisi, Sosyal Medya Çalışmaları ve Siyasal İletişim [Psychology of Communication, Social Media Studies and Political Communication].



İLETİŞİM PSİKOLOJİSİ, SOSYAL MEDYA ÇALIŞMALARI VE SİYASAL İLETİŞİM

Prof.Dr. Ulaş Başar Gezgin

İletişim Psikolojisi
1. Neden Korku Filmlerini Severiz?
2. Dizi Filmlerin Psikolojisi
3. İnternet ve Psikoloji.
4. İnternet Bağımlılığı Tartışmaları.
5. Dijital Oyunlar ve Psikoloji.
6. Psikolojik Açıdan Bilgisayar Korsanlığı.

Sosyal Medya Çalışmaları
7. Facebook’u Neden Kullanıyoruz?
8. Facebook’un ve Tutuculuğun Psikolojisi.
9. Eleştirel Sosyal Medya Okuryazarlığı Ve Eleştirisi.
10. Sosyal Medya ve Ayaklanmalar. 
11. Castells, Ağ Toplumu ve Ayaklanmalar.

Siyasal İletişim
12. Seçimlerde Kullanılan 10 Taktik.
13. AKP’nin İletişim Stratejisi Üzerine.
14. 2002’den 2014’e RTÜK: İşlev Bozukluğundan İşlevsizliğe
15. Muhalefetin Lidersizliği ve Büyükşehir Adaylığı.
16. Telesur: Amerikancı Televizyonculuğun İsrafil Sûru mu?
17. Referandum İçin Nasıl Bir Kampanya?: Saptamalar ve Öneriler.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder