Videolar

16 Nisan 2021 Cuma

Alternatif Eğitimin 10 Temel Anlamı ve Özgürleşmeci Eğitim

 

Alternatif Eğitimin 10 Temel Anlamı ve Özgürleşmeci Eğitim

 

Prof.Dr. Ulaş Başar Gezgin, ulasbasar@gmail.com

Twitter: ProfUlas

 

Alternatif eğitim kavramının çok çeşitli anlamları var; bu, neyin eğitim olarak görüldüğü, ‘alternatif’ derken ‘eğitim’ kavramsallaştırılmasının ne derece sorgulandığı ve söz konusu olanın neyin alternatifi olduğu gibi ölçütlere göre farklılaşıyor. Dahası, kimin kime hangi bağlamda ne amaçla eğitim sağladığı da belirleyici oluyor.

 

Olası Anlamlar:

 

1. Kişiye Özel Eğitim: Birinci anlamıyla alternatif eğitim, kişiye özel bir eğitimdir, kitlesel eğitim ve özellikle de kalabalık sınıfları karşısına alır. Ancak, içinde bulunduğumuz sınıflı toplumda, her bir öğrenciye bir öğretmen düşmesi, genel nüfus açısından olanaksızdır. Böylelikle, bu birinci anlamyla alternatif eğitim, soyluların çocuklarının özel öğretmenler tarafından eğitilmesi gibi bir uygulamayla benzerlikler taşır.

 

2. Verili Müfredata İtiraz: Bir başka anlamıyla alternatif eğitim, müfredatın önceden katı ve donmuş bir biçimde belirlenmesine itiraz eder. Buna göre, böyle bir müfredat, yaratıcılığı öldürmekte, bilgilerin kuru ve sıkıcı bir biçimde sunulmasına yol açmakta, böylelikle öğrencilerde yeni bir şey öğrenmenin vermesi beklenen heyecana engel olmaktadır. Bu yaklaşım, müfredatı genel hatlarıyla çizmekle birlikte, birçok ayrıntıyı sahada (sınıfta ya da diğer eğitim ortamlarında) oluşturur.

 

3. Sınav Sistemine İtiraz: Bir başka anlamıyla alternatif eğitim, ölçme ve değerlendirme konusunda yaygın uygulamalardan ayrılır. Sınavların yerini projeler ve problemler alır. Bir başka seçenek, belli bir kademeye kadar ölçme ve değerlendirmeye başvurulmamasıdır. Merkezi giriş sınavlarının iptali de bu itirazın bir parçasıdır. Öte yandan, bu sınavlar, çeşitli ülkelerde, daha öznel giriş yöntemlerinin (örneğin, üniversiteye doğrudan başvuru) kayırıcılığını engellemek adına işe koşuluyor.

 

4. Zorunlu Eğitime İtiraz: Bir başka yaklaşım, eğitimin zorunlu olmasına karşı çıkar; çünkü buna göre, okullar, makbul, itaatkar vatandaşlar üretme fabrikasıdır. Bu açıdan, eğitim kurumları, her türlü resmi ideoloji öğesinin şırınga edildiği yerdir.

 

5. Örgün Eğitime İtiraz: Bu bakış, öncekiyle benzer gerekçelerle, eğitimin okullarda olmasına itiraz eder. Ev eğitimi tercih edilir; çünkü böylelikle, ideolojik şırıngılama daha aza indirilecektir. İlk bakışta ilerici birer talep gibi görünen 4. ve 5. noktalar, gerçekte kimi dindar kesimlerin de eleştiri noktasıdır. Çocuklarını fazlasıyla laik buldukları eğitim düzeninden kurtarmaya çalışmaktadırlar.

 

6. Tekçi Eğitime İtiraz: Bir diğer bakış, anaakım eğitimin tekçi olması, çoğulculuğu dışarıda bırakması, farklı kültürel, dilsel, dinsel vb. kesimlerden gelenleri ötekileştirmesi gibi noktalara dikkat çeker. Anadilinde eğitim talebi ve din eğitimine ilişkin tartışmalar buraya girer.

 

7. Eğitim Felsefesine İtiraz: Bu bakış, anaakım eğitimin altında yatan eğitim modeline itiraz eder. Bu model, genellikle, ‘doldur-boşalt kapları’ modelidir. Öğretmenin kafasında, bilgiler, kaba konmuş gibi hazır bekler ve oradan öğrencilerin zihinlerine boşaltılır. Bu anlayışın bilgiye bakışı hem güncelliğini yitirmiş durumda hem de tek yönlü bir seyir izliyor. Eğitişim yaklaşımına göre ise, birbirinden öğrenme, birinden tek yönlü olarak öğrenmekten çok daha etkilidir. Bunu muhalif kesimlerde görürüz. İnsanlar, haksızlıklara tepki gösterirlerken, birbirlerinden öğrenirler ve birbirlerine öğretirler. Bunun okullardaki karşılığı, akran öğrenmesi gibi kavramsallaştırmalar olarak karşımıza çıkar.

 

8. Toplumsal Bilinç Talebi: Bu yaklaşıma göre, alternatif eğitim, öğrenciye toplumsal bilinç kazandırmalıdır. Bu, sosyal bilgiler, tarih, coğrafya vb. dersler için daha da anlamlı bir taleptir.

 

9. Ayıklamacılık ve Ek Dersler Talebi: Bu yaklaşıma göre, eğitim sistemi ve özel olarak ders kitapları ayrımcıdır. Bu ayrımcı içeriklerin ayıklanması ve onların yerine çoğulcu içeriklerin yerleştirilmesi gerekir. Ek olarak, ekoloji gibi ek derslerle öğrencilerin ufku genişletilmelidir.

 

10. Demokratik Eğitim: Bu yaklaşıma göre, öğrenciler, eğitim konularında söz, yetki ve karar sahibi olmalıdır. Ancak bu yaklaşım, fazlasıyla tartışmalıdır; çünkü öğrencilerin hangi konularda özne olarak görülmesi gerektiği net değildir. Örneğin, milli eğitim bakanını seçebilmeli midirler? Müfredat ve program geliştirmede oy hakları olmalı mıdır? vb.

 

Özgürleşmeci Eğitim

 

Elbette, alternatif eğitimin başka binbir çeşit anlamı var. Burada en öne çıkanlara yer verdik. Görüldüğü gibi, alternatif eğitimin hiç de net bir tanımı bulunmuyor. En birbirine benzemezler, alternatif eğitim yanlısı olduklarını iddia edebiliyor. İşte tam da bu nedenle, yeni kavramlara gereksinim duyuyoruz. Bunlardan biri, özgürleşmeci eğitim (emancipatory/liberatory education). Bu kavramsallaştırmada, ‘özgürleştirici’ ifadesini kullanmıyoruz; çünkü bu, ‘dışarıdan bilinç getirme’ türünden asimetrik bir bilgi ilişkisine karşılık geliyor. ‘Özgürleşmeci’ ifadesinin öznesi ise, kişinin kendisi. Bu ifadenin varsayımı, insanların özgür olmadığı biçiminde. Sınırlarımız, engellerimiz, zincirlerimiz vardır. Eğitimle birlikte bunlardan kurtulmayı ister ve hedefleriz. Bir özgürleştirici olmadığına göre, bu modelde tekyönlü anlamıyla bir öğretmen de yoktur. Onun yerine, hepimiz öğretmen ve hepimiz öğrenci oluyoruz. Kimseyi özgürleştiremeyiz ama onların özgürleşmesine yardımcı olabiliriz. Özgürleşmeci eğitim, tam da buna karşılık geliyor.

 

‘Özgürleşmeci eğitim’ kavramının hızla aşınıp ‘alternatif eğitim’ gibi muğlak bir ifadeye dönüşme riski elbette var. Yukarıda gördüğümüz gibi, tam tersi bir açıdan, buradaki zincirleri, yarın öbür gün ‘laik eğitimin zincirleri’ olarak değerlendirecekler bile çıkabilir. Ancak, ‘özgürleşmeci eğitim’in ‘alternatif eğitim’ kadar hızlı bir biçimde muğlaklaşacağını sanmıyoruz. İleride o an gelene dek, ‘alternatif eğitim’ kavramsallaştırması yerine ‘özgürleşmeci eğitim’ kavramsallaştırmasını öneriyoruz.

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder