Dünyada
Kadın-Erkek Uçurumu Kapanıyor mu?:
Eğitim,
Sağlık, Ekonomi ve Siyaset Göstergeleri Üstüne Notlar
Prof.Dr. Ulaş Başar Gezgin, ulasbasar@gmail.com
Twitter: ProfUlas
Dünyada kadın-erkek uçurumu kapanıyor mu? Çeşitli nedenlerle
eleştirel bir mesafeyle ilişkilendiğimiz Dünya Bankası verileri bu soruyu
yanıtlamak için yardımcı olabilecek nitelikte (bkz. The Little Data Book on
Gender 2019.
https://openknowledge.worldbank.org/handle/10986/31689).
Dünya genelinde eğitim düzeyi artıyor. Ortalamada cinsiyet
temelli eğitim farkı kapanıyor gibi görünüyor, fakat ayrıntılara inilince bunun
doğru olmadığını görüyoruz. Sağlığa geldiğimizde, kadınların her zaman
ortalamada erkeklerden daha uzun yaşadığı biliniyor. Günümüzde de bu tablo
değişmiyor. Genel olarak doğum öncesi, sırası ve sonrasında sağlık hizmeti
alabilen annelerin oranı yükselişte ve doğum sırasındaki ölümler düşüşte, fakat
tümüyle ortadan kalkmış değil. Genel doğurganlık oranı da ergen doğurganlık
oranı da düşüşte.
Ekonomik göstergelere geldiğimizde, kadınların iş gücüne
katılımı düşüşte. Genel olarak tarım istihdamının düşüşüyle hizmet istihdamının
yükselişine kadınların daha yüksek oranda hizmet kesimlerinde, erkeklerin ise
daha yüksek oranda endüstri kesimlerinde çalıştırılması eşlik ediyor.
İşletmelerin yalnızca üçte birinin sahibi kadın ve yine işletmelerin yalnızca
beşte birinde bir kadın yönetici en tepede. İşsizlik oranlarında kadınlarla
erkekler eşitlenirken, genç işsizliğinde oransal olarak daha fazla kadın işsiz
söz konusu… Bir bankada ya da eşdeğer bir finans kurumunda hesap sahibi olma
noktasında ve para biriktirebilme açısından ise kadın-erkek uçurumu sürüyor.
Politikada yaklaşık dört milletvekilinden ve yaklaşık olarak beş bakandan biri
kadın. Bu konularda geçmişe göre ilerleme var; ancak daha fazla ilerlemek için
de önümüzde uzun bir yol var. Bundan sonrasında, her bir bölge ve birkaç ülke
için dünya ortalamasından farklılaşan sonuçlara odaklanıyoruz.
Doğu Asya ve
Pasifik
Doğu Asya ve Pasifik’te, ortaöğretim ve yüksek öğretimde,
kız öğrenci oranı erkek öğrenci oranını geçiyor. Bölgede, dünya ortalamasının
tersine, kadınların iş gücüne katılımı yükselişte, ancak hâlâ erkek katılımının
gerisinde. İşletmelerin yaklaşık yarısı kadınların mülkiyetinde ve üç
işletmeden birinde bir kadın yönetici var. Öte yandan, işsizlik, banka hesabı
sahipliği ve para biriktirebilmede, kadın-erkek uçurumu görülüyor. Bölgede beş
milletvekilinden biri, sekiz bakandan biri kadın. Bu da, dünya ortalamasının
altına karşılık geliyor. Dolayısıyla, Doğu Asya ve Pasifik bölgesi, kadın-erkek
eşitliği göstergelerinde kendi içinde tutarlı, türdeş bir nitelik taşımıyor.
İleri olduğu noktalar yanında geri olduğu noktalar da var ve bu, çok doğal,
çünkü bölge ülkeleri ataerki açısından aynı noktada zaten değiller.
Avrupa ve
Orta Asya
Avrupa ve Orta Asya bölgesinde, kız ve erkek öğrencilerin
ilköğretime ve ortaöğretime katılımı eşit, ancak yüksek öğretimde kadınlar öne
geçiyor ve erkeklere büyük bir fark atıyor. Kadınların iş gücüne katılımında
ise büyük bir uçurum söz konusu. Kadınların büyük bir bölümünün hizmet
kesimlerinde olduğu görülüyor. Bölgede üç işletmeden birinin sahibi kadın ve
yaklaşık beş işletmeden birinin başında kadın bir yönetici var. İşsizlik
oranında bir farka rastlanmazken, banka hesabına sahip olmak ve para
biriktirebilmede büyük fark olduğu anlaşılıyor. Bölgede, dört milletvekilinden
ve bakandan biri kadın. Dolayısıyla, bu bölge de, ideal durumdan uzak;
gelişmesi gerekiyor.
Latin
Amerika ve Karayipler
Latin Amerika ve Karayipler bölgesinde, kız öğrencilerin
ortaöğretim ve yükseköğretim düzeyinde katılımı erkek öğrencilerinkinden daha
yüksek; ilköğretimde eşitler. Kadınların iş gücüne katılımı artmakla birlikte,
büyük bir kadın-erkek uçurumu söz konusu. Önceki bölgede de görüldüğü gibi,
kadınların çoğu, hizmet kesiminde çalıştırılıyor. İşletmelerin yaklaşık
yarısının sahibi kadın ve beş işletmeden birinin başında kadın bir yönetici
var. İşsizlik oranındaki, banka hesabına sahip olmadaki ve para
biriktirebilmedeki uçurum kapanmış değil. Bölgede, üç milletvekilinden ve beş
bakandan biri, kadın. Bu bölgenin kadın-erkek eşitliğinde en ileri bölgelerden olduğu
anlaşılmakla birlikte, geliştirilmesi gereken birçok nokta var.
‘Ortadoğu’
ve Kuzey Afrika
‘Ortadoğu’ ve Kuzey Afrika bölgesinde, kız öğrencilerin
okullaşmasında büyük artış var, ancak kız-erkek öğrenci uçurumu da varlığını
koruyor. Bölge, kadınların iş gücüne katılımında en geri olanı ve kadınlarla
erkekler arasında bu konuda çok büyük bir uçurum var. Çalışan kadınların burada
da daha çok hizmet kesimlerinde çalıştırıldığı görülüyor. Bölgede, dört
işletmeden birinin sahibi kadın ve yirmi işletmeden birinin başında kadın bir
yönetici var. Bu, dünya ölçeğinde en düşük oran. Uçurum, elbette, işsizlikte,
banka hesabı sahibi olmada ve para biriktirebilmede de görülüyor. Bölgede her
altı milletvekilinden ve on bakandan biri kadın. Bölge yüksek bir genel
doğurganlık ve ergen doğurganlığı oranına sahip.
Kuzey
Amerika
Kuzey Amerika’da, yükseköğretimde kadınlar erkeklerin çok
ilerisinde, önceki kademelerde eşitlik söz konusu. Kadınların iş gücüne
katılımı, beklenen düzeylerin gerisinde ve kadınlarla erkekler arasında uçurum
var. Kadınların neredeyse tümü hizmet kesimlerinde çalıştırılıyor. İşsizlik oranında
eşitlik görülürken, genç işsizliğinde, kadınların daha yüksek oranda işsiz
olduğu anlaşılıyor. Banka hesabı sahibi olma oranındaki fark oldukça düşük,
ancak aynısı para biriktirebilme için geçerli değil. Bölgede, dört
milletvekilinden ve yaklaşık olarak üç bakandan biri, kadın.
Güney Asya
Güney Asya’da, kız öğrencilerin eğitim göstergelerinde
geride olduğu bilinmekle birlikte, son yıllarda aradaki fark hızla kapanıyor;
günümüzde neredeyse eşitlenmiş durumdalar. Genç okuryazarlığındaki cinsiyet
farkı da kapanma eğiliminde, ancak hâlâ yapılacak çok iş var. ‘Ortadoğu’ ve
Kuzey Afrika’da da olduğu gibi, Güney Asya’da kadınların iş gücüne katılımında
çok büyük bir uçurum var, katılım da düşük. Öte yandan, diğer bölgelerin
tersine, burada kadınların daha çok tarım kesimlerinde çalıştırıldığı anlaşılıyor.
Yine de, tarım istihdamı tarihsel olarak düşerken, hizmet kesiminin yükselişine
tanıklık ediyoruz. Bölgede her altı işletmeden birinin sahibi kadın ve yaklaşık
dokuz işletmenin birinin başında bir kadın yönetici var. Böyle bir tabloda,
şaşırtıcı olmayacak bir biçimde, işsizlikte, banka hesabı sahibi olmada ve para
biriktirebilmede kadın-erkek eşitsizliği görülüyor. Bölgede yaklaşık olarak her
altı milletvekilinden ve onbir bakandan biri kadın. Genel doğurganlık ve
‘Ortadoğu’ ve Kuzey Afrika’daki gibi çocuk ve ergen evliliklerinden kaynaklı
ergen doğurganlığı yüksek, fakat yakın geçmişe göre düşüş eğiliminde.
Sahra Altı
Afrika
Son olarak, en az eğitimli ve en kısa ömürlü nüfus, Sahra
Altı Afrika’da yaşıyor. Eğitimin her kademesinde, tutarlı fakat olumsuz bir
cinsiyet uçurumu var. İş gücüne katılımda cinsiyet eşitsizliği var; öte yandan,
genel olarak kadınların da erkeklerin de iş gücüne katılımında bir düşüş olduğu
görülüyor. Bu, belki okullaşmaya bağlanabilir. Daha kapsamlı incelemelerde
bulunmak gerekiyor. Kadınların yarısından biraz fazlası tarım kesimlerinde
çalıştırılırken, hizmet kesimlerinde kadın istihdamı bu bölgede de yükselişte.
İşsizlikte eşitlik varken, banka hesabı sahibi olma ve para biriktirebilmede
cinsiyet farkı var. Bölgede her dört milletvekilinden ve her beş bakandan biri
kadın. Bölge, en yüksek genel doğurganlık ve ergen doğurganlığı oranına sahip.
Bu durum, kısa ömür ve eğitimsizlik verileriyle tabloyu tamamlamış oluyor.
Düşük
Gelirliler - Yüksek Gelirliler
Bir de en düşük gelirli ülkelerle en yüksek gelirli ülkeleri
karşılaştırabiliriz: En düşük gelirli ülkeler, en düşük eğitime katılım
verilerine, cinsiyet temelli eğitim uçurumuna, en kısa ömürlere, kadınlar için
en sağlıksız koşullara vb. sahip. Ekonomik göstergelerde, kadınların iş gücüne
katılımı yüksek (“yoksul ülkelerde herkes geçimini sağlamak için çalışmak
zorunda” diyebiliriz), ancak yine de cinsiyet temelli uçurum söz konusu. Bu
ülkelerde, kadınlar çoğunlukla tarım kesimlerinde çalışırken, daha önce de
değindiğimiz gibi, hizmet kesimlerinin yükselişini gözlemliyoruz. İşsizlikte
eşitliği ve genç işsizliğinde, banka hesabı sahibi olmada ve para
biriktirebilmede eşitsizliği görüyoruz; fakat bu farklar çok keskin değil. En
yoksul ülkelerde, dört milletvekilinden ve altı bakandan biri kadın. Bu
ülkelerde kadınlar ve ergenler aşırı doğurgan.
En yüksek gelirli ülkelerde ise, eğitimde kadın-erkek
uçurumunun kalmadığını, hatta kimi göstergelerde kadınların önde olduğunu
görüyoruz. İnsanlar daha uzun ve sağlıklı yaşıyorlar. Yine de kadınların iş
gücüne katılımı beklenenden düşük; hatta genç kadın katılımında beklenenden çok
daha düşük ve cinsiyet uçurumu söz konusu. Bu ülkelerde kadınların büyük
çoğunluğu hizmet kesimlerinde çalıştırılıyor. İşletmelerin yaklaşık üçte
birinin sahibi kadın. İşletmelerin yaklaşık altıda birinin başında bir kadın
yönetici var. İşsizlik ve banka hesabı sahibi olma oranlarındaki farklar çok
fazla değil; para biriktirebilirlikteki farkı ise not edelim. Bu en zengin
ülkelerde dört milletvekilinin ve bakanın biri kadın. Genel doğurganlık ve
ergen doğurganlığı ise oldukça düşük. Buradan şu sonucu çıkarabiliriz:
Kadın-erkek eşitsizliği, tümüyle yokluktan, yoksulluktan kaynaklanan bir sorun
değil ve demek ki çözümü yalnızca bu boyutta aramıyor olmalıyız. Kadınlar daha
eğitimli olsa da, bu, onların karar verici konumlarda daha yüksek oranda temsil
edilebilmelerini güvence altına almıyor. Siyasal ve kültürel müdahaleler şart.
Şimdi bazı ülkelerin kadın-erkek eşit(siz)liği verilerini kısaca not alarak
yazımızı noktalayalım.
Bangladeş’ten
Güney Afrika’ya
Sürekli olarak bir kadın başbakanla bir diğer kadın başbakan
arasında el değiştiren Bangladeş dikkat çekici. Eğitimde cinsiyet eşitliğinde
geriden başlayan ülkede bugün kadınlar erkeklerden çok daha eğitimli. Fakat
kadınların iş gücüne katılımında devasa bir uçurum var. Bangladeşli kadınların
yarısından fazlası tarım kesimlerinde çalışıyor ve daha önce andığımız gibi,
hizmet istihdamı artıyor. Daha yüksek oranlar beklense de, bu kadın başbakanlı
ülkede yalnızca beş milletvekilinden ve onaltı bakandan biri kadın. Dokuz
işletmenin yalnızca birinde tepede kadın yönetici var. Erken evlilik eğilimi
azalmakla birlikte hâlâ yaygın: Bangladeşli kadınların yarıdan fazlası 18 yaş
civarında evlendiriliyor.
Bolivya’yı not edelim: Ülkede milletvekillerinin yarıdan
fazlası kadın. Her üç işletmeden ikisinin sahibi kadın. Bulgaristan’da ise
bakanların yarıdan fazlası kadın. Kamboçya’da ve Laos’ta işletmelerin yaklaşık
yarısının sahibi kadın ve başlarında kadın bir yönetici var. Kolombiya’da üç
işletmeden ikisinin sahibi kadın. Kadınların en sağlıklı ve erkeklerden de
eğitimli olduğu bir ülke olan Küba’da milletvekillerinin yarıdan fazlası kadın.
Meksika’da milletvekillerinin neredeyse yarısı kadın. Peru’daki işletmelerin
yarıdan fazlasının sahibi kadın. Filipinler’de ise bu oran üçte iki. Tayland’da
ayrı veriye ek olarak işletmelerin üçte ikisinde tepede kadınlar var. Ruanda’da
ve Güney Afrika’da hem milletvekillerinin hem de bakanların yarısı kadın.
Bitirirken, yorumlarımızın verilerin çizdiği sınırlarla
kısıtlı olduğunu belirtelim. Aile içi şiddet gibi başka göstergeler de
eklenebilirdi, fakat eklenmemiş. Yine de bu verilerle de birtakım sonuçlara
varılabileceğini görmüş olduk. Kimi ilerlemeler olmakla birlikte uçurumun
kapanmasından çok ama çok uzağız. Eşitlik mücadelesine devam etmek gerekiyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder