Obama ve Trump ile Anılarım: Nasıl Seveyim Obama’yı, Neden
Sevmeyeyim Trump’ı...
Ulaş Başar Gezgin, 26.02.2019,
Danang, Vietnam ulasbasar@gmail.com
Gerçek lider neden Trump, neden
Obama değil? İşte benim açımdan yanıtı...
Yıl 2016. Doğum günüm. Vietnam’ın
başkenti Hanoi’da bir İngiliz üniversitesinde çalışıyorum. Resmiyetten her
zaman uzak durmaya çalıştım, pop kültürden de, burjuva siyasetinden de, ünlü
sisteminden de… O nedenle Obama’nın Vietnam’a geldiğinden haberim bile yok. Her
zamanki gibi okuldan eve yürüyorum. Mahalleye varınca inanılmaz bir kalabalık
ve çok sayıda polis. Vietnam’la ilgili olarak dışarıda yanlış bir algı var:
Polis devleti sanılıyor; oysa günlük yaşamda çok nadir olarak polis oluyor
sokaklarda. Olsa olsa trafik polisleri, onlar da çok az sayıda. Neyse… Baktım
kalabalık ve polis kaynıyor bizim mahalle. Sorduklarımın ağzından tek sözcük
çıkması yeterli oldu: Obama!
Obama meğer, o sonradan intihar eden
yemek programcısının önerisiyle bizim mahalleye, hatta oturduğum dairenin hemen
çaprazındaki esnaf lokantasına yemek yemeğe geliyormuş. Eve girdim, üstümü
değiştim, ev giysileri var üstümde. Camdan, kalabalığı izliyorum, az sonra
gelecek. Kapı güm güm güm vuruluyor!!! Evi polis basıyor!!! Çevredeki bütün
pencereleri olası bir saldırıya karşı gözetliyorlarmış; beni ev giysilerimle
görmüşler. “Üstünü giyin ve perdeyi çek” dediler, ben de öyle yaptım, gerisini
perdenin arkasından izledim. Sonra o esnaf lokantası doğal olarak çok ünlü oldu.
O zamandan beri, menüde Obama’nın yediklerinden oluşan ‘Obama kombo’ var ve
elbette duvarlarda fotoğrafları. Ne tür yemekler derseniz ızgara köfteli erişte
çorbası (Vietnamcası bún chả) ve yengeçli puf börek diyebilirim.
Obama ekibi, bu Halklar İlişkiler
hareketlerini iyi beceriyordu. Halkın dostu imgesini vermeyi çok iyi
başarıyordu. Bunu yaparken, bir yandan da, hem Nobel barış ödülü alıyor hem de
yönetiminde 9 ülkeyi birden bombalayan ABD lideri olarak kendinden önce
gelenlere fark atıyordu. Geldi, Vietnam’a yönelik Vietnam-Amerikan savaşından
kalma silah ambargosunu kaldırdı. Bunda, kuşkusuz, Çin’in bölgede askeri olarak
güçlenmesinin rolü vardı. Ve gitti...
2017’de temel olarak eş durumu
nedeniyle işimden ayrılarak, Hanoi’dan, memleketi olan Orta Vietnam’a Hoi An ve
Danang’a geçtim. Bu ülkenin en güzel iki kenti arasında 30 km. var. Hoi An’da
yaşayıp Danang’da kadro bakıyordum. Ağustos ayında Danang’daki bir üniversitede
profesörlük kadrosu buldum. Eylül’de başlayacaktım, anlaşmayı yapmıştık, fakat
hiç beklenmedik bir nedenle çalışma izni aylarca çıkmadı. Nedeni ne mi? Donald
Trump! Trump ve Putin başta olmak üzere dünya liderleri APEC (Asya-Pasifik
Ekonomik Topluluğu) toplantısı için Danang’da olacaktı. İlgili devlet
kurumları, bütün çalışma izni vb. başvuruları askıya almış; çünkü APEC’e
hazırlanmak için yeterli kaynakları yokmuş; bütün işi gücü bırakıp APEC’e
odaklanmalılarmış. Donald Trump sayesinde aylarca evde oturup vize bekledim. Bu
süre aslında bana çok yararlı oldu; çünkü bu dönemde 1990’dan bu yana
yazdıklarımı kitaplaştırmak üzere derledim. Bugün kitaplarımın sayısı yüzü
bulduysa, bunu Trump’a borçluyum. Teşekkürler Trump! Donald Trump, Danang’ı
terk eder terk etmez hemen okulla iletişime geçtim, onlar da vize sorununu
çözdüler ve eski yıllardaki gibi yeniden oturma izni aldım ve işe başladım.
Geldik 2019’a. 2018’de 11 yıllık
evlilikten sonra Vietnamlı eşimle boşandık. Bazen gönülden ırak olunca daha iyi
oluyormuş sanırım; yakınlaşmak, boşanma getirdi. Kendi tasarımımız olan,
bahçeli, bol hayvanlı güzelim evimizi sattık, yalnız evleri değil kentleri de
ayırdık. Fakat boşanmanın Türkiye’de de geçerli olması için gerekli olan
işlemlerde bir türlü ilerleme sağlayamadık. En kısa olan birinci yol, birçok
mühür gerektiriyordu ve Vietnam ve Türkiye hukuk sistemleri arasındaki
uyumsuzluk nedeniyle, bir türlü bu sorunu çözemedik (konuya hakim olanlar için
not: Tanıma tenfiz davası deniyor buna, sıfırdan boşanma davası yerine
yurtdışında alınmış boşanma kararının Türkiye’de de tanınması davası). Böylece
aylar geçti. İkinci yola yöneldik; bu da, yabancı eşin Türkiye’de avukat
tutması biçimindeydi. Böyle yapmazsak, Türkiye’den Vietnam’a tebligat gidecekti
ve tebligatın önce Türkçe’den Vietnamca’ya çevrilmesi gerekecekti; sonra da
gelen yanıtın Vietnamca’dan Türkçe’ye… Ve bu, döngüsel olarak sürerek hem
yıllara hem de uçuk bir bütçeye mal olabilecekti… Ben anlatırken bile
yoruluyorum zaten... Neyse ki anlaşmalı boşanmıştık.
Elçilikte boşanma ile ilgili çeşitli
işlemlerin yapılması gerekiyordu. Vietnam’daki boşanma kararından yaklaşık bir
yıl sonra, sonunda Vietnam’da alınması gereken belgenin son aşamasına geldik.
Bu belgeyi alınca, Türkiye’de ilk celsede anlaşmalı boşanacağız. Fakat bu kez
yine Trump çıktı karşımıza!!! Hanoi’da Trump ile Kim’in kaldığı otel, elçilikle
bitişik, hatta aynı bina bile denebilir. Dolayısıyla, bölge, sivil girişlere
kapatılmış durumda. Bu oteli çok iyi biliyorum. Çok pahalıdır; devlet
başkanları Vietnam’a geldiklerinde genelde burada kalırlar. Ben Hanoi’da
çalışırken İran devlet başkanı kalmıştı örneğin. Reklam olmasın diye otelin
ismini söylemiyorum. Otel, Hanoi’daki eski mahallemden yürüme uzaklığındaydı.
Lokantasında Akdeniz mutfağı oluyor, bizim yemekleri özleyince kırk yılın
başında ya Lübnan lokantasına ya da buraya gelirdim. Ara ara uzun yürüyüşler
yapar, önünden geçtiğim bu mekanda soluklanırdım. Şimdi onlar da burada
kalıyormuş; o nedenle, Vietnam’dan son belgeyi almak için bir kez daha Trump’ı
bekliyorum. Siviller, Trump yandaki otelde kalıyor diye elçiliğe ulaşamıyor.
Trump, önceki gelişinde, kitaplarımı derlememi sağladı. Bu sefer kimbilir ne
iyilikler yapacak bana. Çok yaşa, varol Trump! Obama yüzünden evim basılmıştı,
senin sayende ihya oluyorum! Daha ne olsun!
Nasıl seveyim Obama’yı, neden
sevmeyeyim Trump’ı!!!(*) Öyle esnaf lokantasında yemekle olmuyor, geldin mi
bütün ülkeyi kilitleyeceksin Trump gibi… Kilitleyeceksin ki işinden gücünden
mahrum edilenler kendilerine zaman ayırabilsinler… İşte gerçek bir lider!!!
(*) Buradaki ironiyi ciddiye alıp bu
satırları Trump övgüsü sananlar olur diye bu dipnotu düşüyorum. Kimi zamanlar,
insanlar, mizahı ciddiye alıyor… Örnek vermeyeyim... (**)
(**) Sonradan gelen düzeltme:
Bahsettiğim otelde kalan Trump değil, Kim'miş. Trump, hayvanat bahçesinin
btişiğindeki otelde kalıyor. Yani Trump'ın 2. kez gazabına uğramamışım. Bu kez,
Kim'e toslamışım. :) Kim için beklemeye razıyım; Trump'ı bir daha hiç
bekleyesim yoktu. :)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder