Videolar

16 Nisan 2021 Cuma

BTEM Üzerine: Eleştirel Teknoloji Okuryazarlığına Davet

 

BTEM Üzerine: Eleştirel Teknoloji Okuryazarlığına Davet

 

Prof.Dr. Ulaş Başar Gezgin, ulasbasar@gmail.com

 

Son zamanlarda, Bilim, Teknoloji Eğitimi ve Matematik (İngilizcesi’yle STEM, Türkçesi’yle BTEM) üzerinden bir tartışma dönmekte. Bunlarda BTEM göklere çıkartılıyor; örneğin, herkese tablet dağıtmanın eğitim sorunlarını çözeceği düşüncesi yaygınlaşıyor. -Uzaktan eğitim koşullarında- elbette tablet dağıtımı, erişim sorununu çözecektir; ancak başka sorunlar öğrencinin üstüne dolu dolu yağacaktır. Bu tartışmalar, bir de yapay zekadaki gelişmelerle ilişkilendiriliyor. Buna göre, eğitim sistemimiz büyük bir reform geçirmeli; yapay zekayla dönüşen piyasayla uyumlu olmalı. Yapay zekanın herşeyin üstünde tutulduğu anlayışa ‘zeka fetişizmi’ diyoruz, (*) teknolojiyi ve genel olarak BTEM’i göklere çıkaran yaklaşım ise, herhalde ‘teknoloji fetişizmi’ ve bunu izleyerek ‘BTEM fetişizmi’ olarak adlandırılabilir.

 

Hepimiz bilimi seviyoruz; öyleyse neden bu BTEM karşıtlığı? İlk nedeni yukarıda açıkladık: BTEM, yandaşlarının söz verdiğinin tersine çok az sorunu çözüyor. Kaldı ki bilimdışı ve sermaye yanlısı anlayışlar da sözgelimi tabletler aracılığıyla yaygınlaşabiliyor. Ancak, bir diğer nokta, programlama dahil olmak üzere BTEM eğitiminin yaygınlaşmasının mezunların işgücü piyasalarındaki ücretlerini düşürecek olması. Herkes BTEM bilirse, bu, değer verilen bir kazanım olmaktan çıkacak. Öte yandan, bu görüşün de şu riski var: BTEM yaygınlaşmayacaksa, teknik işler bir avuç üstünlüklünün elinde olacak ve kuşaktan kuşağa geçecek; mühendisin çocuğu mühendis, doktorun çocuğu doktor olmayı sürdürecek ve değişik kesimlerden gelme çocukların bu tür şansları olmayacak. Bu tartışmayı daha da karmaşıklaştıran ise, BTEM’in sınıf atlama aracı olarak özendirilmesi. Dolayısıyla, elimizde doğru bir yanıt yok.

 

Durum, akla Sovyetler Birliği’ni getiriyor. Belki bağlamlar farklı olduğundan karşılaştırma yapmak yanlış. Ancak herkesin BTEM bildiği koşullarda, mühendislik ucuzluyor denebilir. Yine bağlamları düşünürsek, bilimsel bilgiyi temel alan insanlar olarak BTEM’i piyasacıların savunduğundan farklı bir biçimde savunmak gerekiyor. Eleştirel bir BTEM eğitiminden söz ediyor olmalıyız. Oysa, eleştirellik genellikle sosyal derslerde uygulanagelen bir öğe. Dolayısıyla, bu konuda ciddi bir boşluk olduğunu söyleyebiliriz.

 

Eğitimin erken kademelerinde programlama öğretmeli mi? Piyasacılara göre öğretmeli, böylece emek ucuzlayacak. Eleştirel bakanlara göre öğretmemeli. Ama bu da çözüm değil. Bize kalırsa öğretmeli; çünkü bu, çocuğa özne olma olanağı verecektir. Senaryo yazımı da aynı biçimde... Yoksa teknoloji yurttaşlar için bir kara kutuya dönüşüyor. Bizim çocukluktan başlayarak sözgelimi cep telefonlarının nasıl çalıştığını öğretmemiz gerekiyor.

 

Bağlama bakalım yine. Türkiye bağlamında BTEM azaltılsa onların yerine bilimdışı dersler baskın olacak. Dolayısıyla, bir kez daha BTEM’i savunmak gerekir. Bu, evrimi savunmak kadar doğal bir durum. Ancak yine de BTEM yerine daha uygun bir kavram öne sürmekten de geri kalmamalıyız: Eleştirel Bilim ve Teknoloji Okuryazarlığı (EBTO). Neden eleştirel? Çünkü piyasanın isterlerinin ötesine geçmek istiyoruz. Neden okuryazarlık? Çünkü okuma-yazma kadar yaygın olmasını istiyoruz. Bunun içini sonraki çalışmalarda doldurmak gerekiyor. 

 

 

 

(*) Bkz. Gezgin, U.B. (2020). Zeka Fetişizmine Karşı: Yapay Zeka, Büyük Veri, Bilişsel Bilim ve Gelecekbilim Üzerine. İstanbul: Yar.

 

 

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder