Videolar

16 Nisan 2021 Cuma

Anadolu Ajansı'yla Ulaş Başar Gezgin Söyleşisi. Haziran 2020

 

1-     Son günlerde Asya’da yaşanan ısınma, Güney Kore-Kuzey Kore ve Hindistan-Çin arasında yaşanan gerilimler genel olarak ne anlama geliyor?

 

Prof.Dr.Ulaş Başar Gezgin: Güney Kore-Kuzey Kore ile Hindistan-Çin gerilimini ayrı ayrı ele almak daha doğru olur. Güney Kore ile Kuzey Kore arasındaki sorun çok daha köklü. Milyonlarca cana mal olan 3 yıllık Kore Savaşı’ndan sonra barışmak çok daha zor. Kuzey Kore’nin temel talebi, yarımadadan sayıları 30 bini bulan Amerikan askerinin çekilmesi. Trump’ın içe kapanık siyaseti aslında bu talebin karşılanabilir olabileceğini düşündürmüştü, ancak öyle olmadı. Amerika’daki iç karışıklıklar ve Covid 19 dolayısıyla, Amerikan dış politikasında büyük değişiklikler öngörülmüyor. İşin aslı, Kore yarımadasında barış, yalnızca Kuzey’le Güney’e değil, Amerika’ya da bağlı.

Son dönem Kuzey-Güney gerginliği, Güney’in Kuzey’e yönelik yaptığı propaganda yayınından ileri geldi. Gerginliğin Kuzey tarafının Kim Jong-un’un kızkardeşi Kim Yo-jong’ca temsil edilmesi dikkat çekti. Yo-jong, Kuzey’de iktidar basamaklarında bu kadar yükselebilmiş olan tek kadın lider. Bu özelliğiyle daha barışsever olmasını bekleyenlerin umutları boşa çıktı. Eril siyasette erkeklerden de eril bir duruşa sahip. Öte yandan, Güney tarafından propaganda yayınının son bulması tarafları yeniden masaya oturtabilir. İki tarafın da birbirlerinin kırmızı çizgilerine dikkat etmesi gerekiyor. 

 

 

2-     İki nükleer güç olan Hindistan ve Çin askeri olarak neden karşı karşıya geldi?

 

Prof.Dr.Ulaş Başar Gezgin: Hindistan ve Çin arasındaki gerilim sınır çatışmalarıyla ilişkili. Çin, Güney Tibet olarak gördüğü Hindistan topraklarının, ki bu Hindistan’ın Arunaçal Pradeş eyaletine karşılık geliyor, iadesini talep ediyor. Çin, Batı sömürgeciliği çağında çok fazla toprak kaybetti. Ekonomik ve askeri olarak güçlendikçe bunları geri almanın yollarını arıyor. Örneğin, Moğolistan’ın yarısı, İç Moğolistan olarak Çin’in bir parçası, gerisi bağımsız Moğolistan. Tayvan’ın anakara toprağına katılması planı da sürekli gerginlik yaratıyor. Bir diğer gerginlik noktası, Çin’in Doğu Asya Denizi’ndeki (diğer adlarıyla, Güney Çin, Doğu Vietnam, Batı Filipinler Denizi) etkinlikleri. Bütün bunlara Çin’in Hindistan’ın kuruluşundan beri çatışma halinde olduğu Pakistan’a Bir Kuşak Bir Yol projesi üzerinden ve diğer yollardan, özellikle askeri alanlarda verdiği destek de ekleniyor. Hindistan, Çin kuşatması altına girdiği hissine kapılmış durumda. Bölgede Çin’in yükselişinden en çok rahatsız olan bir diğer güç olan Japonya, Çin’in bu genişleme planlarından büyük rahatsızlık duyuyor. Çin’in yükselişi, Japonya ile Hindistan ilişkilerinin gelişmesine yol açarak, söz konusu çatışmaya bir boyut daha ekliyor.   

 

3-     Hindistan ve Çin’in askeri olarak karşı karşıya gelmesi ne anlama geliyor?

 

Prof.Dr.Ulaş Başar Gezgin: Hindistan’la Çin’in karşı karşıya gelmesi yeni değil. İki ülke kurulduğunda Nehru ve Mao, ülkelerini birbirlerine kardeş ilan etmişti. Ancak bu durum kısa sürdü. 1962’de 1 ay süren sınır savaşı, Çin tarafının işgal ettiği bölgelerden çekilmesi ve ateşkes ilan etmesiyle sonuçlandı; ancak bu ateşkes barışa evrilmedi. Bugünkü gerilim bunun bir sonucu. Ayrıca, Dalai Lama’nın ve Tibetli birçok sığınmacının Hindistan tarafından korunması da bir diğer çatışma noktası. İki gücün karşı karşıya gelmesi, ekonomik gelişme için kullanılacak kaynakların savaşa ayrılması anlamına geliyor. Ancak, çatışma bir yandan da iç siyaset için kullanışlı bir araç.

 

 

4-     Hindistan ve Çin’in askeri olarak karşı karşıya gelmesi, savaş ya da nükleer savaş endişesini doğurur mu?

 

Prof.Dr.Ulaş Başar Gezgin: İki ülke de nükleer güç olmakla birlikte anlaşmazlıkta nükleer güç kullanımı söz konusu değil. Zaten böyle bir nükleer tırmanış iki ülkenin de zararına olacaktır. Ancak, asıl korkutucu olan, yine iki nükleer güç olan Hindistan ve Pakistan arasındaki çatışma olacaktır. Aralarındaki anlaşmazlık çok daha büyük. Hindistan-Çin gerilimi, dolaylı yoldan Hindistan-Pakistan ilişkilerini de etkiliyor. Bu arada, geçerken, Hindistan’ın ilk nükleer testinin ‘Gülen Buda’ adını taşımasını da bir ironi örneği olarak not edelim.

 

 

5-     Çin veya Hindistan, sınır bölgesindeki gerginliği azaltmaya yönelik herhangi bir anlaşmaya yanaşıyor mu?

Prof.Dr.Ulaş Başar Gezgin: Bu gerginliğin azalma olasılığı çok düşük. İki taraf da sınırlar konusunda çok katı. Tacikistan-Çin sınır anlaşmazlığı, Tacikistan’ın büyük toprak kaybıyla sonuçlanmıştı. Barışçıl bir çözümdü, ancak Tacikistan’ın zararına oldu. Bir benzeri, Çin-Hindistan sınırı için geçerli olamayacak. Bir de şu var: Çatışma bölgeleri oldukça dağlık. Bu nedenle, iki ülkenin kentleri üstünde fiziksel bir etkiye sahip değil. İki ülkenin varlığını sürdürebilmesi için hayati görünmüyorlar. Bu nedenle, bu gerginliğin karşılıklı ölümlerle düşük yoğunluklu olarak on yıllarca süreceğini söyleyebiliriz. Hindistan, Çin’in Kuşak ve Yol projelerine katılmayan az sayıda ülkeden biri. Çin’in Sri Lanka’daki ve Maldivler’deki yatırımları da gerilime yeni bir boyut ekliyor olacak. Hindistan’ın geleneksel olarak etki ettiği Nepal gibi Hint altkıtası ülkelerinde Hint yanlısı siyasetten Çin yanlısı siyasete geçiş çok belirgin. Bu geçişler de çatışmaya tuz biber ekecek.

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder